Haklısın sanırım Dekan

Sayende diplomalı üç kağıtçılığa terfi ettim
Kayıt olduğum günü hatırlıyorum da, içimde bir burukluk.. O an, insanın aklına "keşkeler" geliyor. Ama ne fayda...
İlk sınav sonrasında, bitmez dedim bu lise. Zaten çevremde takılmış plak gibi; bu saatten sonra okunur mu, her şey zamanında olmalı, diploma alsan ne olacak v.s. gibi bir sürü zırvalıklar arasında, bitirebilmiş olmam bile bir mucize sayılır.
Sınav günü yaklaşırken, herkes hafta sonu arkadaşlarıyla, gezer, tozar, eğlenir, ben evde ders çalışırdım..
Arkadaşlar sorar, hadi sende gel hafta sonu... nasıl geleyim, ders çalışmam lazım
Soğuk demedim, titreye titreye okulun önünde sınav saatini bekledim.. herkes sevgilisiyle gezerken, ben elimde sınava giriş belgesi, sınav saati bekliyordum..
Yağmur demedim, çamurlu sulara basa basa, ayaklarımız ıslanarak da olsa, gittim girdim o sınavlara..
Yaz sıcağı demedim, insanlar tatil'e giderken, denize girerken, kafama güneş geçti ama yine o sınavlara gittim girdim..
Bir yaştan sonra bazı şeyler dokunuyor insana. Lakin yapacak bir şey yok. Hayat bizim hayatımız. Bir hatadan dönmüş oldum. Bundan sonrası için başka hatalar yapmamak lazım. En önemlisi, hiç bir şeyi ertelememek lazım.
Buradan bizleri takip eden tüm lise terk, henüz kayıt olmamış, "acaba kayıt olsam mı", "dersler zorsa" falan gibi düşüncelere sahip arkadaşlar, sakın bir gün bile kaybetmeden açık liseye kayıt olun. Yoksa kaybettiğiniz her gün için emin olun çok pişman olacaksınız. Kimseye kulak asmayın. Siz diğer insanlardan farklı olun, geleceğinizi diğer insanlar değil, siz kendiniz belirleyin.