Hiçbir zaman "geç" değildir! mutlaka okuyun .

Herşey serbest...
Cevapla
Kullanıcı avatarı
gülbeyaz
Doçent
Mesajlar: 926
Kayıt: 24 Mar 2010, 16:14

Hiçbir zaman "geç" değildir! mutlaka okuyun .

Mesaj gönderen gülbeyaz » 16 Ağu 2011, 14:03


Nuri Çelebi (71) 16 yaşında ilkokula başladı, onu sınıfta görenler öğretmen sandı. Orta 2'de evlendi, iki lise, ardından üniversite bitirdi. Zamanla şehir hayatından sıkılan Çelebi, şimdi İstanbul'un içinde köy hayatı yaşıyor.

Babası 'nur'dan yoksun olmasın diye Nuri koydu adını. Dinî eğitim alması için Kur'an kursuna gönderdi. Karadeniz'in yeşil dağlarında, tepelerinde yalınayak dolaştı uzun süre. Okul mu? Köylerinde okul yoktu ve yaşı 16'ya geldiğinde henüz tanışmamıştı sınıfla. Bir gün babasıyla değirmene mısır götürürken köy kahvesinin önünde siyaha bürünmüş adamlar gördü. Sırtındaki yükü merdivenlere bırakıp anlatılanlara kulak kesildi. Gölgesi uzun adamlar Milli Eğitim'den gelmiş ve okuma oranlarıyla ilgili bilgi almaktaydı muhtardan. Ayakkabıları yırtık, elleri nasırlı genç hayatının en kısa ve anlamlı cümlesiyle grubun sohbetini bıçak gibi kesti: "Okumak istiyorum, okumak..."

Grup şaşırdı, ne diyeceğini bilemedi bir süre. Babası terli şapkasıyla yüzünü örterken siyahlılar papağan gibi aynı cümleyi tekrarladı: "Çocuğunu neden okutmuyorsun? Okut..." Kasabalıların 'istersen çocuğun bizde kalır' önerisiyle rahatladı baba ve o anda çocuğunu okula göndermeye karar verdi. Birkaç ay sonra Nuri akrabalarından birinin evine yerleşti, pazarda okul elbisesi baktı. On altı yaşında olduğu için uygun bir önlük bulamadı haliyle. Yorucu günler birbirini kovalarken okullar açıldı. İlk gün. Nuri, normal kıyafetleriye sınıfa girdi. Öğretmeni durumdan haberdar olduğu için sınıfın en arkasına oturttu onu. Küçük sınıf arkadaşları gözlem yapmak için geldiğini sanıp ses çıkarmadılar. Birkaç gün sonra okula yeni başladığını öğrenince dalga geçtiler, lakaplar taktılar. Nuri aldırmadı... Uzun teneffüs boşluklarında dışarıya çıkmadı, arkadaşları boş koridorlarda birbirini kovalarken öğretmenler odasında hocalarıyla oturdu, dertleşti, çay içti. Okuma azmi, farklı okullarda konuşulduğu sıralarda arkadaşları tarafından çoktan kabul görmüştü. Onu rahatsız eden birkaç şey vardı sadece: Boyu uzun olduğu için en öne oturamamak ve sınıf sırasında direk gibi görünmek.

Gel zaman git zaman ilkokulu dereceyle bitirdi. Ortaokul için başka bir ilçeye gitmesi gerekiyordu. Kafasında yeni bir soru işareti: "Kimin yanında kalacağım?" Kendisini okula gönderen ailenin yardımıyla ortaokuldaki sınıf arkadaşlarıyla bir ev tuttu. Elektrik faturasını o ödedi, küçük ev arkadaşlarına velilik yaptı. Ev abileri oldu, üniversite hayatını ortaokul yıllarında yaşadı. Akrabaları 'Evlen artık, yaşın geldi' dediği gün düzeni bozuldu. Baskılar arttıkça arttı. Orta 2'de (23 yaşında) hayır kelimesi çıkmadı ağzından, köyden bir güzelle evlenmeyi kabul etti. Birkaç sınıf arkadaşı ve aile büyüklerinin katıldığı düğününde horonlar tepildi, imam nikâhlı eşiyle dünya evine girdi. Hayatındaki büyük değişimi diğer arkadaşları yadırgar diye onlardan sakladı.

Fabrikanın yolu memurluğa çıktı

Nuri okulu bitirir bitirmez eşini yanına aldı, dayısının yanına (Bursa) yerleşti. İnegöl'de bir tuğla fabrikasında iş buldu, 2,5 yıl çalıştı burada. Defter kitabın yüzünü unuttuğu günlerde liseli bir gençten akşam okulunu öğrendi. İçindeki okuma aşkı yeniden depreşti, eşinin desteğini yanına alıp Akşam Ticaret Lisesi'nin yolunu tuttu. Bu sırada işyeri battı, ilk çocuğu dünyaya geldi, biriktirdiği paralarla küçük bir market açtı şehir merkezinde. Okul, market, ev üçgeninde böylece yaşadı üç yıl. Fiyatları çok indirdiği için mahkemeye düştü, dükkânı bedavaya devretti. Liseyi bitirdikten sonra inzibatlar kapıya dayandı, alıp askere götürdü Nuri'yi. Üç yıl süren askerliği boyunca eşine çocuğuna ailesi baktı. Asker dönüşü yeni bir dünya kurmak için yol haritası çizdi. Bütün yollar İstanbul'a çıkıyordu, hayallerin başkentine. Nuri, İstanbul'da yine bir fabrikada iş buldu, kazandığı parayla evinde kaldığı dayısının mutfak masraflarını karşılayabildi uzun süre. Bir gün fabrikanın çayçısından PTT'nin sınavla memur aldığını öğrenince bıraktı her şeyi. Sordu, soruşturdu, çalıştı, sınava girdi. Sonuç? Nuri artık devlet kurumunda memur.


İki lise, bir üniversite bitirdi

Nuri, on parmak daktilo kullandığı için telgraf müdürlüğüne atandı. İşini ciddiyetle yaptı yine, yeri geldi günde yedi yüz, sekiz yüz telgraf yazdı. Yöneticileri ondaki ışığı gördükten sonra Libya, Malta, Arabistan'a araştırma yapmaya gönderdi. Yıllarca aynı yerde çalıştıktan sonra okuma sevdasıyla üniversiteye başvurdu. Liseyi dışarıdan okuduğu için İstanbul Üniversitesi 'bizim öğrencimiz olamazsın' dedi. Nuri, hırs yaptı, düz liseye kaydını yaptırdı. Sadece sınavlarına girip okulu başarıyla bitirdi. Gidip yine aynı okula başvurdu, bu kez işletme bölümüne kabul gördü. Kendisinden yaşça küçüklerle okumaya alışık olan Nuri, üniversiteyi okurken hiç mi hiç sıkıntı yaşamadı. Dersleri saati saatine takip etti, en öne oturup notlar tuttu. Okulu uzatmadan bitirdi, iş hayatında kendine hedefler koydu: Yönetici olmak. PTT'nin yöneticilik sınavlarını kazanıp, müdür yardımcısı oldu. Nerede ihtiyaç varsa, değişilmez eleman olarak o gönderildi. Zamanla yoruldu haliyle. 1994'te emekli oldu, takım elbisesini bir kenara bırakıp İstanbul'da köy hayatını yaşamaya başladı.



Kullanıcı avatarı
Yağmur damlaları
Onursal Üye
Mesajlar: 3707
Kayıt: 04 Kas 2008, 10:25
Konum: Mezunlar zümresine dahil!

Re: Hiçbir zaman "geç" değildir! mutlaka okuyun .

Mesaj gönderen Yağmur damlaları » 16 Ağu 2011, 14:10

Paylaştığın için teşekkürler Gülbeyaz bu yazı bize çok şey anlatıyor...
Unutma!Yalnız başına beni yıkabilen tek kişi sensin.

Anneliğin mukaddesliği gece yarısı uyandığı uykudadır.

Deliyi adam edemeyiz ama adamı deli ederiz!

Dost acı söyleyen değil,acıyı tatlı dille söyleyebilendir!

Ya insana gül ver yada gülüver.

emrahk
Onursal Üye
Mesajlar: 4871
Kayıt: 26 May 2009, 12:26
Konum: İstanbul

Re: Hiçbir zaman "geç" değildir! mutlaka okuyun .

Mesaj gönderen emrahk » 16 Ağu 2011, 14:55

Teşekkürler Gülbeyaz, İstikbal'in patronuda 40'lı yaşlarından sonra Açık Lise bitirip, üniversite sınavına girmişti bu sene..
..."iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler.
Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler."


Mustafa Kemal Atatürk

çağrı
Uzman
Mesajlar: 179
Kayıt: 06 Ağu 2011, 11:19

Re: Hiçbir zaman "geç" değildir! mutlaka okuyun .

Mesaj gönderen çağrı » 16 Ağu 2011, 15:11

güzel bir paylaşımdı umarım bundan almamız gerekn dersleri alırız

Kullanıcı avatarı
kripton
Onursal Üye
Mesajlar: 3333
Kayıt: 24 Ara 2009, 20:15
Konum: MEZUN

Re: Hiçbir zaman "geç" değildir! mutlaka okuyun .

Mesaj gönderen kripton » 17 Ağu 2011, 11:42

Güzelmiş, isteyene Rabbim nasip ediyor. Tembellik yok gayrete devam
Resim

Kullanıcı avatarı
gülbeyaz
Doçent
Mesajlar: 926
Kayıt: 24 Mar 2010, 16:14

Re: Hiçbir zaman "geç" değildir! mutlaka okuyun .

Mesaj gönderen gülbeyaz » 17 Ağu 2011, 12:28

emrahk yazdı:Teşekkürler Gülbeyaz, İstikbal'in patronuda 40'lı yaşlarından sonra Açık Lise bitirip, üniversite sınavına girmişti bu sene..
ben bu sene sınava girerken birisi çok yakı akrabam olan birisi bana ''bu yaşta üniversiteye gidecekmiş!'' diye bir söz söylemişti ve ben daha yeni 21 yaşıma girdim. çook alındım ve çok kırıldım baya kafama taktım ama akşam haberlerde istikbalin sahibinin haberini gördüğümde çok mutlu olmuştum .

emrahk
Onursal Üye
Mesajlar: 4871
Kayıt: 26 May 2009, 12:26
Konum: İstanbul

Re: Hiçbir zaman "geç" değildir! mutlaka okuyun .

Mesaj gönderen emrahk » 17 Ağu 2011, 15:25

O akrabanın haleti ruhiyesini merak ettim doğrusu. Normalde örgünden mezun olanların mezun olma yaşı zaten 18-19. Hepsinin ilk sene yerleşmediği göze alınırsa sen nerdeyse onlarla aynı sınavlara girmişsin. Vardır heryerde böyle moral bozmak için laf sokan insanlar, takmayacaksın olacak bitecek...
..."iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler.
Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler."


Mustafa Kemal Atatürk

Feza
Yardımcı Uzman
Mesajlar: 138
Kayıt: 07 Oca 2010, 22:08
Konum: Mezun...

Re: Hiçbir zaman "geç" değildir! mutlaka okuyun .

Mesaj gönderen Feza » 17 Ağu 2011, 16:49

Çok güzel bir yaşam öyküsü...
Başkaları ne diyecek diye yaşadıkça, kendimiz için değil, başkaları için yaşamış oluruz ancak...
Ben 19 yaşımda ortaokula başladım, muallim mi olacaksın, okulu bitir sana şeker vereceğim diyenler çok oldu, şimdi onların yapamadığını yapıyorum, 4 yıllık bir üniversitede okuyorum, Rabbim nasip ederse önüm açık, akademik kariyer yapıp doktor, doçent, profesor ünvanlarını aldığım zaman hepsinden birer şeker isteyeceğim, yoksa ben mi dağıtsam... :-)
Bu arada bizim sınıfta 45, 40, 35 32 yaşlarında ağabeyler ablalar var, bana sınıfın en yaşlısı sen olacaksın diyorlardı ama sınıfımızın yaş ortalaması 25 civarı... :-)
Mesafeler gözyaşlarıyla doldurulamaz...

assolist
Yardımcı Uzman
Mesajlar: 135
Kayıt: 03 Tem 2010, 23:04

Re: Hiçbir zaman "geç" değildir! mutlaka okuyun .

Mesaj gönderen assolist » 17 Ağu 2011, 23:11

Ne kadar onur verici.. İmkansız diye birşey yoktur sadece biraz zaman alır.İsteyen herkese nasip olsun inşallah.

icemilch
Yardımcı Asistan
Mesajlar: 76
Kayıt: 26 Tem 2011, 10:06
Konum: live curious

Re: Hiçbir zaman "geç" değildir! mutlaka okuyun .

Mesaj gönderen icemilch » 17 Ağu 2011, 23:11

ben 27 yasindayim. aol de yeniyim. 2 donem okudum sadece 56 kredim var :)
ne istedigine dikkat et™­

icemilch

Kullanıcı avatarı
kripton
Onursal Üye
Mesajlar: 3333
Kayıt: 24 Ara 2009, 20:15
Konum: MEZUN

Re: Hiçbir zaman "geç" değildir! mutlaka okuyun .

Mesaj gönderen kripton » 18 Ağu 2011, 09:58

Hiççç kimseyi takmayacaksın. Milletin lafını sözünü ciddiye alırsak hiç bir ilerleme kaydedemeyiz. Ne olmuş yani adam 70 yaşında da bitirir üniversiteyi 80 yaşında da yassak mı var kardeşim. Becerebiliyor kendilerine güveniyorlarsa onlarda başlasın. Bu işte gönülleri yoksa hevesli insanlara da çelme takmasınlar bir zahmet :!:
Resim

Kullanıcı avatarı
kripton
Onursal Üye
Mesajlar: 3333
Kayıt: 24 Ara 2009, 20:15
Konum: MEZUN

Re: Hiçbir zaman "geç" değildir! mutlaka okuyun .

Mesaj gönderen kripton » 18 Ağu 2011, 10:01

gülbeyaz yazdı:
emrahk yazdı:Teşekkürler Gülbeyaz, İstikbal'in patronuda 40'lı yaşlarından sonra Açık Lise bitirip, üniversite sınavına girmişti bu sene..
ben bu sene sınava girerken birisi çok yakı akrabam olan birisi bana ''bu yaşta üniversiteye gidecekmiş!'' diye bir söz söylemişti ve ben daha yeni 21 yaşıma girdim. çook alındım ve çok kırıldım baya kafama taktım ama akşam haberlerde istikbalin sahibinin haberini gördüğümde çok mutlu olmuştum .
Hiç kırılma gülbeyaz. Millet bilir bilmez herşeye bi konuşmasa olmaz bu memlekette. Özellikle kendisi yapmıyorsa bi de üstüne üstlük yapanı hafife alan küçümseyen bir çok densiz de var maalesef piyasada
Resim

Kullanıcı avatarı
kripton
Onursal Üye
Mesajlar: 3333
Kayıt: 24 Ara 2009, 20:15
Konum: MEZUN

Re: Hiçbir zaman "geç" değildir! mutlaka okuyun .

Mesaj gönderen kripton » 18 Ağu 2011, 10:03

Feza yazdı:Çok güzel bir yaşam öyküsü...
Başkaları ne diyecek diye yaşadıkça, kendimiz için değil, başkaları için yaşamış oluruz ancak...
Ben 19 yaşımda ortaokula başladım, muallim mi olacaksın, okulu bitir sana şeker vereceğim diyenler çok oldu, şimdi onların yapamadığını yapıyorum, 4 yıllık bir üniversitede okuyorum, Rabbim nasip ederse önüm açık, akademik kariyer yapıp doktor, doçent, profesor ünvanlarını aldığım zaman hepsinden birer şeker isteyeceğim, yoksa ben mi dağıtsam... :-)
Bu arada bizim sınıfta 45, 40, 35 32 yaşlarında ağabeyler ablalar var, bana sınıfın en yaşlısı sen olacaksın diyorlardı ama sınıfımızın yaş ortalaması 25 civarı... :-)
Tebrikler feza, ne güzel inşallah bizlere de istediğimiz bir 4 yıllık nasip olur. Mezun arkadaşların bu forumda olup da şu anki durumlarını paylaşmaları ne güzel. Mezun olanlar lütfen üniversite hayatımızda da ara ara girip de yazalım foruma.
Resim

Cevapla

“Serbest Kürsü” sayfasına dön