İngilizce Kelimeler ve Paylaşımlar
Re: İngilizce Kelimeler ve Paylaşımlar
bucket : kova
tin opener : konserve açacağı
torch : el feneri
hammer : çekiç
ashtray : kül tablası
screwdriver : tornavida
bottle opener : şişe açacağı
spanner : ingiliz anahtarı
Daily fee : Gündelik
Danger signal : Tehlike işareti
Dark continent : Kara kıta / Afrika
Dead end : Çıkmaz sokak/Çıkmaz
You make the world a better place by making yourself a better person.
~ Scott Sorrell
tin opener : konserve açacağı
torch : el feneri
hammer : çekiç
ashtray : kül tablası
screwdriver : tornavida
bottle opener : şişe açacağı
spanner : ingiliz anahtarı
Daily fee : Gündelik
Danger signal : Tehlike işareti
Dark continent : Kara kıta / Afrika
Dead end : Çıkmaz sokak/Çıkmaz
You make the world a better place by making yourself a better person.
~ Scott Sorrell
Kadınlar hiç de karmaşık değil, sadece aşk istiyorlar, bir de ilgi, bir de şefkat, bir de çiçek, bir de anlayamadığınız bir kaç şey daha..
Re: İngilizce Kelimeler ve Paylaşımlar
Alerji : Allergy
Astım : Asthma
Ateş : Fever
Baş ağrısı : Headache
Bel ağrısı : Backache
Boğaz ağrısı : Sore throat
Böbrek taşı : Kidney stone
Bronşit : Bronchitis
Çiçek hastalığı : Smallpox
Çil : Freckle
Deri kanseri : Skin cancer
Diş ağrısı : Toothache
Sivilce : Acne
Migraine : Migren
Stomachache : Karın Ağrısı
Felç : Stroke
Hiccups : Hıçkırık
Itch : Kaşıntı
Flu : Grip
Astım : Asthma
Ateş : Fever
Baş ağrısı : Headache
Bel ağrısı : Backache
Boğaz ağrısı : Sore throat
Böbrek taşı : Kidney stone
Bronşit : Bronchitis
Çiçek hastalığı : Smallpox
Çil : Freckle
Deri kanseri : Skin cancer
Diş ağrısı : Toothache
Sivilce : Acne
Migraine : Migren
Stomachache : Karın Ağrısı
Felç : Stroke
Hiccups : Hıçkırık
Itch : Kaşıntı
Flu : Grip
Kadınlar hiç de karmaşık değil, sadece aşk istiyorlar, bir de ilgi, bir de şefkat, bir de çiçek, bir de anlayamadığınız bir kaç şey daha..
Re: İngilizce Kelimeler ve Paylaşımlar
Must: ...meli, ...malı: Must’ta zorunluluk söyleyenden kaynaklanır,
Have to: -meli, -malı : zorunda olmak. Zorunluluk var: Have to’da ise dışardan kaynaklanır.
Should: Gerekir.Gereklidir. “tavsiye öneri” anlamında kullanılır. Nasihat vardır.
Must 'un Kullanımı
Genel olarak ingilizcede must, kişisel olan zaruri, mecburi durumlar için kullanılır. Kişinin kendi fikrini içerir. Nesnel bir yapıdadır. Must örnek cümlelerini inceleyelim:
-> I must stop smoking. : Sigarayı/Sigara içmeyi bırakmalıyım.
-> You must visit us today. : Bugün bizi ziyaret etmelisin.
-> They must study harder. : Daha sıkı ders çalışmalılar.
Yukarıdaki must örnek cümlelerinde zorunluluk durumu kişinin fikrine göredir. İngilizcede Must/mustn`t kullanımında dışarıdan bir zorunluluk yoktur, "Have to" da ise bunun tam tersidir.
Have to, Has to 'nun Kullanımı
Genel olarak have to, kişisel olmayan zorunlulukları anlatırken kullanılır. Yapılması zorunlu olan şeyler, yasalarla ya da okul kuralları gibi kurallarla zorunlu tutulan şeylerdir.
-> In England, you have to drive on the left. : İngilterede arabayı sol şeritten sürmelisiniz.
-> In Turkey, school children have to wear a uniform. : Türkiye'de okula giden çocuklar üniforma giymek zorundadır.
-> Ahmet has to wear a tie at work. : Ahmet işte kravat takmak zorundadır.
Yukarıdaki örneklerde zorunluluk durumu kişinin fikrine göre değil dışardan bir etkiyle oluşmuştur.
Should 'un Kullanımı
1) Tavsiye verirken should kullanılır. Örnek cümleler:
-> You should apply for that job. : Bu işe başvurmalısın.
->You should visit your parents. : Anne babanı ziyaret etmelisin.
->You should take care of your children. : Çocuklarınla ilgilenmelisin.
2) Zorunluluk durumlarında should kullanılır. Örnek cümleler:
-> You should be at work now. : Şu anda işte olmalısın.
-> You should brush your teeth after each meal. : Her öğünden sonra dişlerini fırçalamalısın.
-> You should not drive fast. : Hızlı araba sürmemelisin.
3) Olasılık içeren durumlarda should kullanılır. Örnek cümleler:
-> The bus should be here soon. : Otobüs birazdan burda olmalı.
-> They should be here by noon. : Öğlenleyin burda olabilirler.
4) Koşullu durumlarda should kullanılır: Örnek cümleler:
-> If Tom should phone while I am out, tell him I'll phone him back later. : Ben dışardayken eğer Tom ararsa , onu sonra arayacağımı söyle. ("If Tom phones..." ile aynı anlamlı. Should kullanılmasının nedeni, Tom'un arama olasılığının düşük olması.)
-> I have left the clothes outside. If it is should rain, can you bring it in? : Elbiseleri dışarda bıraktım. Eğer yağmur yağarsa, onları içeri alırmısın?
5) "If I were you I should..." Eğer yerinde olsaydım ...
-> If I were you i should buy that car. : Yerinde olsaydım o arabayı satın alırdım.
-> If I were you i shouldn't eat it. : Yerinde olsaydım onu yemezdim.
Have to: -meli, -malı : zorunda olmak. Zorunluluk var: Have to’da ise dışardan kaynaklanır.
Should: Gerekir.Gereklidir. “tavsiye öneri” anlamında kullanılır. Nasihat vardır.
Must 'un Kullanımı
Genel olarak ingilizcede must, kişisel olan zaruri, mecburi durumlar için kullanılır. Kişinin kendi fikrini içerir. Nesnel bir yapıdadır. Must örnek cümlelerini inceleyelim:
-> I must stop smoking. : Sigarayı/Sigara içmeyi bırakmalıyım.
-> You must visit us today. : Bugün bizi ziyaret etmelisin.
-> They must study harder. : Daha sıkı ders çalışmalılar.
Yukarıdaki must örnek cümlelerinde zorunluluk durumu kişinin fikrine göredir. İngilizcede Must/mustn`t kullanımında dışarıdan bir zorunluluk yoktur, "Have to" da ise bunun tam tersidir.
Have to, Has to 'nun Kullanımı
Genel olarak have to, kişisel olmayan zorunlulukları anlatırken kullanılır. Yapılması zorunlu olan şeyler, yasalarla ya da okul kuralları gibi kurallarla zorunlu tutulan şeylerdir.
-> In England, you have to drive on the left. : İngilterede arabayı sol şeritten sürmelisiniz.
-> In Turkey, school children have to wear a uniform. : Türkiye'de okula giden çocuklar üniforma giymek zorundadır.
-> Ahmet has to wear a tie at work. : Ahmet işte kravat takmak zorundadır.
Yukarıdaki örneklerde zorunluluk durumu kişinin fikrine göre değil dışardan bir etkiyle oluşmuştur.
Should 'un Kullanımı
1) Tavsiye verirken should kullanılır. Örnek cümleler:
-> You should apply for that job. : Bu işe başvurmalısın.
->You should visit your parents. : Anne babanı ziyaret etmelisin.
->You should take care of your children. : Çocuklarınla ilgilenmelisin.
2) Zorunluluk durumlarında should kullanılır. Örnek cümleler:
-> You should be at work now. : Şu anda işte olmalısın.
-> You should brush your teeth after each meal. : Her öğünden sonra dişlerini fırçalamalısın.
-> You should not drive fast. : Hızlı araba sürmemelisin.
3) Olasılık içeren durumlarda should kullanılır. Örnek cümleler:
-> The bus should be here soon. : Otobüs birazdan burda olmalı.
-> They should be here by noon. : Öğlenleyin burda olabilirler.
4) Koşullu durumlarda should kullanılır: Örnek cümleler:
-> If Tom should phone while I am out, tell him I'll phone him back later. : Ben dışardayken eğer Tom ararsa , onu sonra arayacağımı söyle. ("If Tom phones..." ile aynı anlamlı. Should kullanılmasının nedeni, Tom'un arama olasılığının düşük olması.)
-> I have left the clothes outside. If it is should rain, can you bring it in? : Elbiseleri dışarda bıraktım. Eğer yağmur yağarsa, onları içeri alırmısın?
5) "If I were you I should..." Eğer yerinde olsaydım ...
-> If I were you i should buy that car. : Yerinde olsaydım o arabayı satın alırdım.
-> If I were you i shouldn't eat it. : Yerinde olsaydım onu yemezdim.
Kadınlar hiç de karmaşık değil, sadece aşk istiyorlar, bir de ilgi, bir de şefkat, bir de çiçek, bir de anlayamadığınız bir kaç şey daha..
Re: İngilizce Kelimeler ve Paylaşımlar
Can in Kullanımı ve örnek cümleler.
Can: Olasılık, ihtimal, kabiliyet ve yeteneklerin anlatıldığı durumlarda kullanılır. Örnek cümeler:
-> He can drive a motorbike. : Motosiklet sürebilir.
-> Adam can speak French. : Adam Fıransızca konuşabilir. (Adam isimdir.)
-> I cannot see you. (I can't see you.) : Seni göremiyorum.
Can: İstek, Rica ve emir cümlelerinde kullanılır.Örnek cümeler:
-> Can i have a glass of water, please? : Bir bardak su alabilirmiyim lütfen?
-> Can you go there for a while. : Bir süre için oraya gidermisin.
-> Can you be quiet!. : Sessiz olurmusun lütfen.
Can: İzin durumlarında kullanılır. Örnek cümeler:
-> Can i borrow your dictionary? : Sözlüğünü ödünç alabilirmiyim?
-> Can i close the window? : Pencereyi kapatabilirmiyim?
İngilizce Would Yardımcı Fiilinin Kullanımı
would 1: Geçmişten söz ederken kullanılır.
would, gelecek zamanda kullandığımız "will" ya da "going to" 'nun geçmiş zaman kullanımı anlamını taşır.
-> I thought it would be cold so I wore my coat. : Havanın soğuyacağını düşündüm ve paltomu giydim.
-> Even as a boy, he knew that he would succeed in football. :Çocukken bile, futbolda başarılı olacağını biliyordu.
Reported speech cümlelerinde (dolaylı anlatım) would, gelecek zamanda kullandığımız "will" ya da "going to" 'nun geçmiş zaman kullanımı anlamını taşır.
-> She said that she would buy some apple. ("I will buy some apple.") : Biraz elma alacağını söyledi. ("Biraz elma satın alacak".)
would 2 : Koşul, şart cümlerinde kullanılır. Örnek cümleler:
-> I'd be very frightened if somebody pointed a gun at me. : Eğer birisi bana silah doğrultsaydı çok korkardım.
-> If I didn't go to their party, they'd be offended. : Eğer partilerine gitmeseydim çok gücenirdiler.
-> If you took more exercise, you'd (= you would) probably feel healthier.: Eğer daha fazla egsersiz yapsaydın, muhtemelen daha sağlıklı olacaktın.
-> I wouldn't drink that if I were you. : Yerinde olsaydım onu içmezdim.
would 3 : İstek, Eğilim anlatırken kullanılır. Örnek cümleler:
-> Would you like some tea? : Biraz çay isermisin?
-> What I'd really like is some coffee. : Tek istediğim biraz kahve.
would 4: Kibar istekler ve Sorular için kullanılır. Örnek cümleler:
-> Would you open the window, please? : Pencereyi açarmısınız lütfen?
-> Would you know the topic? : Mesele nedir, biliyormusunuz?
-> Would you go with him? : Onunla gidermisin?
would 5 : Dilekte bulunurken kullanılır. Örnek cümleler:
->I wish you would not go. : Keşke gitmeseydin. (Kalmanı çok isterdim.)
Can: Olasılık, ihtimal, kabiliyet ve yeteneklerin anlatıldığı durumlarda kullanılır. Örnek cümeler:
-> He can drive a motorbike. : Motosiklet sürebilir.
-> Adam can speak French. : Adam Fıransızca konuşabilir. (Adam isimdir.)
-> I cannot see you. (I can't see you.) : Seni göremiyorum.
Can: İstek, Rica ve emir cümlelerinde kullanılır.Örnek cümeler:
-> Can i have a glass of water, please? : Bir bardak su alabilirmiyim lütfen?
-> Can you go there for a while. : Bir süre için oraya gidermisin.
-> Can you be quiet!. : Sessiz olurmusun lütfen.
Can: İzin durumlarında kullanılır. Örnek cümeler:
-> Can i borrow your dictionary? : Sözlüğünü ödünç alabilirmiyim?
-> Can i close the window? : Pencereyi kapatabilirmiyim?
İngilizce Would Yardımcı Fiilinin Kullanımı
would 1: Geçmişten söz ederken kullanılır.
would, gelecek zamanda kullandığımız "will" ya da "going to" 'nun geçmiş zaman kullanımı anlamını taşır.
-> I thought it would be cold so I wore my coat. : Havanın soğuyacağını düşündüm ve paltomu giydim.
-> Even as a boy, he knew that he would succeed in football. :Çocukken bile, futbolda başarılı olacağını biliyordu.
Reported speech cümlelerinde (dolaylı anlatım) would, gelecek zamanda kullandığımız "will" ya da "going to" 'nun geçmiş zaman kullanımı anlamını taşır.
-> She said that she would buy some apple. ("I will buy some apple.") : Biraz elma alacağını söyledi. ("Biraz elma satın alacak".)
would 2 : Koşul, şart cümlerinde kullanılır. Örnek cümleler:
-> I'd be very frightened if somebody pointed a gun at me. : Eğer birisi bana silah doğrultsaydı çok korkardım.
-> If I didn't go to their party, they'd be offended. : Eğer partilerine gitmeseydim çok gücenirdiler.
-> If you took more exercise, you'd (= you would) probably feel healthier.: Eğer daha fazla egsersiz yapsaydın, muhtemelen daha sağlıklı olacaktın.
-> I wouldn't drink that if I were you. : Yerinde olsaydım onu içmezdim.
would 3 : İstek, Eğilim anlatırken kullanılır. Örnek cümleler:
-> Would you like some tea? : Biraz çay isermisin?
-> What I'd really like is some coffee. : Tek istediğim biraz kahve.
would 4: Kibar istekler ve Sorular için kullanılır. Örnek cümleler:
-> Would you open the window, please? : Pencereyi açarmısınız lütfen?
-> Would you know the topic? : Mesele nedir, biliyormusunuz?
-> Would you go with him? : Onunla gidermisin?
would 5 : Dilekte bulunurken kullanılır. Örnek cümleler:
->I wish you would not go. : Keşke gitmeseydin. (Kalmanı çok isterdim.)
Kadınlar hiç de karmaşık değil, sadece aşk istiyorlar, bir de ilgi, bir de şefkat, bir de çiçek, bir de anlayamadığınız bir kaç şey daha..
Re: İngilizce Kelimeler ve Paylaşımlar

Kadınlar hiç de karmaşık değil, sadece aşk istiyorlar, bir de ilgi, bir de şefkat, bir de çiçek, bir de anlayamadığınız bir kaç şey daha..
Re: İngilizce Kelimeler ve Paylaşımlar


Kadınlar hiç de karmaşık değil, sadece aşk istiyorlar, bir de ilgi, bir de şefkat, bir de çiçek, bir de anlayamadığınız bir kaç şey daha..
Re: İngilizce Kelimeler ve Paylaşımlar
İngilizce bazı sporlar
athletics : atletizm
cycling : bisiklet sürme
motor racing : motor sporları
squash : tenise benzer oyun
badminton : badminton
gymnastics : jimnastik
rugby : rugbi
table tennis : masa tenisi
basketball : basketbol
hockey : hokey
sailing : yelkencilik
weight-lifting : halter
boxing : boks
horse-racing : at yarisi
show-jumping : binicilik
windsurfing : rüzgâr sörfü
cricket : kriket
ice skating : buz hokeyi
snooker : bilardo
wrestling : güreş
athletics : atletizm
cycling : bisiklet sürme
motor racing : motor sporları
squash : tenise benzer oyun
badminton : badminton
gymnastics : jimnastik
rugby : rugbi
table tennis : masa tenisi
basketball : basketbol
hockey : hokey
sailing : yelkencilik
weight-lifting : halter
boxing : boks
horse-racing : at yarisi
show-jumping : binicilik
windsurfing : rüzgâr sörfü
cricket : kriket
ice skating : buz hokeyi
snooker : bilardo
wrestling : güreş
Kadınlar hiç de karmaşık değil, sadece aşk istiyorlar, bir de ilgi, bir de şefkat, bir de çiçek, bir de anlayamadığınız bir kaç şey daha..
Re: İngilizce Kelimeler ve Paylaşımlar
Make amends : Telafi etmek, bedelini ödemek (incittiğiniz birinden özür dilemek)
Help out : Zor günde destek olmak, Kara gün dostu olmak
Well done! : Aferin!
Bravo! : Bravo!
It doesn't make any difference : Hiç fark etmez
Help out : Zor günde destek olmak, Kara gün dostu olmak
Well done! : Aferin!
Bravo! : Bravo!
It doesn't make any difference : Hiç fark etmez
Kadınlar hiç de karmaşık değil, sadece aşk istiyorlar, bir de ilgi, bir de şefkat, bir de çiçek, bir de anlayamadığınız bir kaç şey daha..
- kardelen198
- Uzman Doktor
- Mesajlar: 783
- Kayıt: 22 Haz 2009, 14:01
Re: İngilizce Kelimeler ve Paylaşımlar
Ceros yazdı:


Re: İngilizce Kelimeler ve Paylaşımlar
Yep. He is very ambitious. 

Kadınlar hiç de karmaşık değil, sadece aşk istiyorlar, bir de ilgi, bir de şefkat, bir de çiçek, bir de anlayamadığınız bir kaç şey daha..
Re: İngilizce Kelimeler ve Paylaşımlar
Why not? : Neden olmasın
Allow me : Bana izin ver
I'm lost : Kayboldum.
Forget it! : Unut onu, unut gitsin
Not a chance : İmkanı yok
You are wrong : Yanılıyorsun
You are dead wrong : Tamamen yanılıyorsun
That's not true : Bu doğru değil
İngilizce sayılar
1 one (wan)
2 two (tu)
3 three (thri)
4 four (for)
5 five (fayv)
6 six (siks)
7 seven (sevın)
8 eight (êyt)
9 nine (nayn)
10 ten (ten)
11 eleven (ilevın)
12 twelwe (twelv)
13 thirteen (thörtin)
14 fourteen (fortin)
15 fiften (fiftin)
16 sixteen (sikstin)
17 seventeen (sevıntin)
18 eighteen (eytin)
19 nineteen (nayntin)
20 twenty (twenti)
30 thirty (thörti)
40 forty (forti)
50 fifty (fifti)
60 sixty (siksti)
70 seventy (sevınty)
80 eighty (eyti)
90 ninety (naynti)
100 one hundred (wan handrıd)
200 two handred (tu handrıd)
300 three hundred (tri handrıd)
1000 one thousand (wan tawznd)
1000000 one million (wan milyın)
Allow me : Bana izin ver
I'm lost : Kayboldum.
Forget it! : Unut onu, unut gitsin
Not a chance : İmkanı yok
You are wrong : Yanılıyorsun
You are dead wrong : Tamamen yanılıyorsun
That's not true : Bu doğru değil
İngilizce sayılar
1 one (wan)
2 two (tu)
3 three (thri)
4 four (for)
5 five (fayv)
6 six (siks)
7 seven (sevın)
8 eight (êyt)
9 nine (nayn)
10 ten (ten)
11 eleven (ilevın)
12 twelwe (twelv)
13 thirteen (thörtin)
14 fourteen (fortin)
15 fiften (fiftin)
16 sixteen (sikstin)
17 seventeen (sevıntin)
18 eighteen (eytin)
19 nineteen (nayntin)
20 twenty (twenti)
30 thirty (thörti)
40 forty (forti)
50 fifty (fifti)
60 sixty (siksti)
70 seventy (sevınty)
80 eighty (eyti)
90 ninety (naynti)
100 one hundred (wan handrıd)
200 two handred (tu handrıd)
300 three hundred (tri handrıd)
1000 one thousand (wan tawznd)
1000000 one million (wan milyın)
Kadınlar hiç de karmaşık değil, sadece aşk istiyorlar, bir de ilgi, bir de şefkat, bir de çiçek, bir de anlayamadığınız bir kaç şey daha..
Re: İngilizce Kelimeler ve Paylaşımlar


Kadınlar hiç de karmaşık değil, sadece aşk istiyorlar, bir de ilgi, bir de şefkat, bir de çiçek, bir de anlayamadığınız bir kaç şey daha..
- AÇIK ACEMİ
- Doktor
- Mesajlar: 316
- Kayıt: 13 Kas 2011, 10:10
Re: İngilizce Kelimeler ve Paylaşımlar
devamini sabirsizlikla bekliyorus ceroş 

kalan kredi:56 toplam kredi:136
Re: İngilizce Kelimeler ve Paylaşımlar
İngilizce'de Cümle Yapısı
İngilizce ile Türkçe'nin kelime dizilişi aynı değildir.
Cümle yapısı İngilizce'de Özne+Yüklem+Nesne şeklinde; Türkçe'de ise Özne+Nesne+Yüklem şeklindedir.
Ben İngilize öğrenirim.
Özne + Nesne + Yüklem
I learn English.
Özne + Yüklem + Nesne
Yukardaki örneklerde görüldüğü gibi İngilizce'de özne ve nesnenin yerleri değişmektedir. Bu yüzden İngilizce'de cümle kurarken bu kurala dikkat etmemiz gerekecek (Özne + Yüklem + Nesne).
Dolaylı tümleç veya zarf tümleci İngilizce'de yüklemden sonra cümlenin en sonuna getirilir.
Ben akşamları Türkçe çalışırım.
Özne + Zarf + Nesne + Yüklem
I study Turkish in the evenings.
Özne + Yüklem + Nesne + Zarf
Cümle Yapısı
Düzenli bir cümlede “Özne”den sonra fiil gelir. Fiiller; bir iş, bir oluşu bildirirlerken, bazı cümlelerde ise sadece durum bildirildiği için, cümlenin yapısını tamamlamak için (TO BE – olmak) fiilinin “am”, “is”, “are” çekimleri kullanılır.
Türkçe Cümle Yapısı: Özne+ Nesne + Fiil
İngilizce Cümle Yapısı: Özne + Varsa yardımcı fiil + Fiil + Nesne
Aşağıdakiler, kişi/varlık isimlerinin yerine kullanılan öznelerdir.
I (Ben)
You (Sen)
He (O-erkek)
She (O-kadın)
It (O-hayvanlar ve cansızlar)
We (Biz)
You (Siz)
They (Onlar)
Örnek Cümleler:
I am (I’m) here. (Ben buradayım)
You are (You’re) here. (Sen buradasın)
He is (He’s) here. (O burada)
She is (She’s) here. (O burada)
It is (It’s) here. (O burada)
We are (We’re) here. (Biz buradayız)
You are (You’re) here. (Siz buradasınız)
They are (They’re) here. (Onlar buradalar)
Aşağıdakiler ise, nesnenin hangi kişilere/varlıklara ait olduklarını göstermek için kullanılırlar. Fakat tek başlarına değil, ardından gelen bir isim ile birlikte kullanılarak onu tamamlarlar.
My (Benim)
Your (Senin)
His (Onun – erkek)
Her (Onun – kadın)
Its (Onun – hayvanlar ve cansız varlıklar)
Our (Bizim)
Your (Sizin)
Their (Onların)
Örnek Cümleler:
My book is red. (Benim kitabım kırmızı)
Your pencil is good. (Senin kalemin güzel)
His father is doctor. (Onun babası doktor)
Her sister is 29 years old. (Onun kız kardeşi 29 yaşında)
Its name is Boby. (Onun adı Boby)
Our flat has 4 rooms. (Dairemiz dört odalı)
Your brother is tall. (Kardeşiniz uzun)
Their car is blue. (Onların arabası mavi)
Hatırlatma 1: Her ne kadar its ile it’s benzermiş gibi görünse de ikisi birbirinden farklıdır.
its = “onun”
it’s = “it is” (kısaltması)
Hatırlatma 2: Tüm bunları çalışırken, körü körüne ezberden kaçının. Örneğin, özne olarak Ayşe ismini kullanacaksanız, Ayşe’nin aynı anda “she ” kelimesiyle aynı işlevi gördüğünü unutmayın.
Ayşe is a student. (Ayşe bir öğrencidir.)
She is a student. (O bir öğrencidir.)
İkisi de gramer yönünden aynı anlama sahiptirler. Yardımcı fiil Ayşe için neyse, she için de aynı olacaktır. Öznemiz Ali ise, aynı kural burada da geçerli olacaktır. Ali ve “he” aynı yardımcı fiilleri alacaklar, olumsuz cümlede aynı biçimde ek alacaklardır. Ali ve “he” / Ayşe ve “she” arasında hiçbir fark yoktur. Sadece ismin yerine şahıs zamiri kullanmış oluruz.
İngilizce ile Türkçe'nin kelime dizilişi aynı değildir.
Cümle yapısı İngilizce'de Özne+Yüklem+Nesne şeklinde; Türkçe'de ise Özne+Nesne+Yüklem şeklindedir.
Ben İngilize öğrenirim.
Özne + Nesne + Yüklem
I learn English.
Özne + Yüklem + Nesne
Yukardaki örneklerde görüldüğü gibi İngilizce'de özne ve nesnenin yerleri değişmektedir. Bu yüzden İngilizce'de cümle kurarken bu kurala dikkat etmemiz gerekecek (Özne + Yüklem + Nesne).
Dolaylı tümleç veya zarf tümleci İngilizce'de yüklemden sonra cümlenin en sonuna getirilir.
Ben akşamları Türkçe çalışırım.
Özne + Zarf + Nesne + Yüklem
I study Turkish in the evenings.
Özne + Yüklem + Nesne + Zarf
Cümle Yapısı
Düzenli bir cümlede “Özne”den sonra fiil gelir. Fiiller; bir iş, bir oluşu bildirirlerken, bazı cümlelerde ise sadece durum bildirildiği için, cümlenin yapısını tamamlamak için (TO BE – olmak) fiilinin “am”, “is”, “are” çekimleri kullanılır.
Türkçe Cümle Yapısı: Özne+ Nesne + Fiil
İngilizce Cümle Yapısı: Özne + Varsa yardımcı fiil + Fiil + Nesne
Aşağıdakiler, kişi/varlık isimlerinin yerine kullanılan öznelerdir.
I (Ben)
You (Sen)
He (O-erkek)
She (O-kadın)
It (O-hayvanlar ve cansızlar)
We (Biz)
You (Siz)
They (Onlar)
Örnek Cümleler:
I am (I’m) here. (Ben buradayım)
You are (You’re) here. (Sen buradasın)
He is (He’s) here. (O burada)
She is (She’s) here. (O burada)
It is (It’s) here. (O burada)
We are (We’re) here. (Biz buradayız)
You are (You’re) here. (Siz buradasınız)
They are (They’re) here. (Onlar buradalar)
Aşağıdakiler ise, nesnenin hangi kişilere/varlıklara ait olduklarını göstermek için kullanılırlar. Fakat tek başlarına değil, ardından gelen bir isim ile birlikte kullanılarak onu tamamlarlar.
My (Benim)
Your (Senin)
His (Onun – erkek)
Her (Onun – kadın)
Its (Onun – hayvanlar ve cansız varlıklar)
Our (Bizim)
Your (Sizin)
Their (Onların)
Örnek Cümleler:
My book is red. (Benim kitabım kırmızı)
Your pencil is good. (Senin kalemin güzel)
His father is doctor. (Onun babası doktor)
Her sister is 29 years old. (Onun kız kardeşi 29 yaşında)
Its name is Boby. (Onun adı Boby)
Our flat has 4 rooms. (Dairemiz dört odalı)
Your brother is tall. (Kardeşiniz uzun)
Their car is blue. (Onların arabası mavi)
Hatırlatma 1: Her ne kadar its ile it’s benzermiş gibi görünse de ikisi birbirinden farklıdır.
its = “onun”
it’s = “it is” (kısaltması)
Hatırlatma 2: Tüm bunları çalışırken, körü körüne ezberden kaçının. Örneğin, özne olarak Ayşe ismini kullanacaksanız, Ayşe’nin aynı anda “she ” kelimesiyle aynı işlevi gördüğünü unutmayın.
Ayşe is a student. (Ayşe bir öğrencidir.)
She is a student. (O bir öğrencidir.)
İkisi de gramer yönünden aynı anlama sahiptirler. Yardımcı fiil Ayşe için neyse, she için de aynı olacaktır. Öznemiz Ali ise, aynı kural burada da geçerli olacaktır. Ali ve “he” aynı yardımcı fiilleri alacaklar, olumsuz cümlede aynı biçimde ek alacaklardır. Ali ve “he” / Ayşe ve “she” arasında hiçbir fark yoktur. Sadece ismin yerine şahıs zamiri kullanmış oluruz.
Kadınlar hiç de karmaşık değil, sadece aşk istiyorlar, bir de ilgi, bir de şefkat, bir de çiçek, bir de anlayamadığınız bir kaç şey daha..
Re: İngilizce Kelimeler ve Paylaşımlar
İngilizce bir cümle yapılırken ;
ÖZNE + YÜKLEM + NESNE + BELİRTEÇ + YER + ZAMAN
sıralaması uygulanır
Örneğin ;
George bahçede masayı bir fırça ile saatlerce temizledi cümlesi
George temizledi masayı bir fırça ile bahçede saatlerce mantığı ile yapılır
Ö Y N B Y Z
temizliyor
temizleyecek
George temizliyordu masayı bir fırça ile bahçede saatlerce
temizleyebilir
temizlemeli
Yukarıdaki örneğe dikkat edilirse cümlenin yüklemi değişmesine rağmen malzeme olarak adlandıracağımız cümlenin sabitleri değişmemektedir.Yani cümle standardı her konumda aynıdır ve tek formüle göre yapılır.
İngilizceyi kısa sürede öğrenebilmenin gerek ve yeter koşulu iyi Türkçe altyapısına sahip olmaktır. Kullandığı malzemenin Türkçe gramerindeki karşılığını bilmeyen bir insanın İngilizce öğrenebilmesindeki başarı ne derece gerçekçidir.
Bir ikinci nokta da İngilizcede Türkçede olduğu gibi kelimelerin sonuna gelen ekler yoktur. Başka bir ifade ile kelimeler daima yalın haldedir.
baba-cığım
gide-cegini
sev-diğimi
hasta olduğumuzu
Basit ingilizce cümleler kurma
Basit cümleler sadece tümcenin temel öğelerini barındıran cümlelerdir. Basit cümleler herhangi
bir yan cümle içermez. Aşağıdaki örnek cümleler basit cümlelerdir.
Cümleler özne, fiil ve bir nesneden / tamamlayıcıdan oluşmaktadır.
I drink milk.
They read book.
I walk for three hours.
I slept all day.
İngilizcede basit cümleleri en yalın haliyle 4 biçimde kurabiliriz
Subject-Verb (Özne - Fiil)
Ali sleeps.
Ali is eating.
Ali will arrive next week.
Subject-Verb-Adjective (Özne -Fiil -Sıfat)
She is funny.
The students are lazy.
Ali seems angry.
Subject-Verb-Adverb (Özne -Fiil -Zarf)
Ayşe is here.
Cars are everywhere.
No one was there.
Subject-Verb-Noun (Özne -Fiil - İsim)
He is my father.
The men are techers.
Mr. George is a teacher.
ÖZNE + YÜKLEM + NESNE + BELİRTEÇ + YER + ZAMAN
sıralaması uygulanır
Örneğin ;
George bahçede masayı bir fırça ile saatlerce temizledi cümlesi
George temizledi masayı bir fırça ile bahçede saatlerce mantığı ile yapılır
Ö Y N B Y Z
temizliyor
temizleyecek
George temizliyordu masayı bir fırça ile bahçede saatlerce
temizleyebilir
temizlemeli
Yukarıdaki örneğe dikkat edilirse cümlenin yüklemi değişmesine rağmen malzeme olarak adlandıracağımız cümlenin sabitleri değişmemektedir.Yani cümle standardı her konumda aynıdır ve tek formüle göre yapılır.
İngilizceyi kısa sürede öğrenebilmenin gerek ve yeter koşulu iyi Türkçe altyapısına sahip olmaktır. Kullandığı malzemenin Türkçe gramerindeki karşılığını bilmeyen bir insanın İngilizce öğrenebilmesindeki başarı ne derece gerçekçidir.
Bir ikinci nokta da İngilizcede Türkçede olduğu gibi kelimelerin sonuna gelen ekler yoktur. Başka bir ifade ile kelimeler daima yalın haldedir.
baba-cığım
gide-cegini
sev-diğimi
hasta olduğumuzu
Basit ingilizce cümleler kurma
Basit cümleler sadece tümcenin temel öğelerini barındıran cümlelerdir. Basit cümleler herhangi
bir yan cümle içermez. Aşağıdaki örnek cümleler basit cümlelerdir.
Cümleler özne, fiil ve bir nesneden / tamamlayıcıdan oluşmaktadır.
I drink milk.
They read book.
I walk for three hours.
I slept all day.
İngilizcede basit cümleleri en yalın haliyle 4 biçimde kurabiliriz
Subject-Verb (Özne - Fiil)
Ali sleeps.
Ali is eating.
Ali will arrive next week.
Subject-Verb-Adjective (Özne -Fiil -Sıfat)
She is funny.
The students are lazy.
Ali seems angry.
Subject-Verb-Adverb (Özne -Fiil -Zarf)
Ayşe is here.
Cars are everywhere.
No one was there.
Subject-Verb-Noun (Özne -Fiil - İsim)
He is my father.
The men are techers.
Mr. George is a teacher.
Kadınlar hiç de karmaşık değil, sadece aşk istiyorlar, bir de ilgi, bir de şefkat, bir de çiçek, bir de anlayamadığınız bir kaç şey daha..