Okumanızı önemle rica ediyorum
Gönderilme zamanı: 24 Eki 2008, 10:25
Arkadaşlar öncelikle zaman ayırıp okuduğunuz için sonsuz teşekkürlerimi ve saygılarımı belirtmek istiyorum. Benim biraz lise hayatımdan ve sonraki eğitimimden bahsedeceğim sizlere. Benim ilgi alanım resim. Dolayısıyla lisede fazla ders çalışmazdım ve açıkçası haylaz ama sevilen, saygılı bir öğrenci olmaya çalıştım. Lise 1 de sınıfta kaldım. Neyse, düşe kalka lise sona geldim. Bu arada lise 2 de coğrafya dersinden 1 almıştım ve diploma için onu vermem gerekecekti. Lise son sınıfta da aynı hocadan 1 aldım. (neden acaba?) Lise bittikten sonraki 1 senem bu dersleri vermek için uğraşmakla, sınavlara girip çıkmakla geçti. Lise 1 de sınıfta kaldığımdan lise bittikten sonra bütünleme sınavlarını vermem için bir senem kalıyordu. (Lise bitirme süresi toplamda 5 senedir.) Bütünleme sınavlarında her seferinde sınavları veremedim. Sınavlara gözetmen olarak hep aynı Coğrafya hocası girmişti. (İlginç) Bütünleme sınavları için son girme hakkım kaldığında yani benim son şansım kaldığında hocadan rica ettim. "Hocam bu son şansım, eğer beni bırakırsanız diploma alamayacağım. Ve üniversiteye giremem. Zaten biliyorsunuz ben Güzel Sanatlar Fakültesine gideceğim. Lütfen yardım etseniz bende össyi kazanmam durumunda üniversiteye gidebilsem" dedim. Bunun üzerine Coğrafya hocası bana "Sen merak etme,sınavın sonlarına doğru sen çıkma, ben sana yardım edeceğim" dedi. Bende dediği gibi sınavın son anına kadar bekledim. Aslında sınavım başarıyla geçmişti ama ben yinede garanti olsun diye bekledim Coğrafya hocasının bana yardımcı olmasını. Sınav bittiğinde Coğrafyacı "Boşuna beklemeyin çocuklar, kimseye yardım etmeyeceğim" dedi alaycı bir tavırla. Neyse deyip çıktım salondan. Daha sonraki yıllarda başıma geleceklerden haberim olsaydı orda ona 50 kere daha yalvarır beni geçirmesi için rüşvet bile teklif ederdim. Neyse, sınavdan çıktım. Bahçede arabam bozuldu. O sırada Coğrafyacı beni gördü. "Hayırdır, bi sıkıntın mı var?" diye sordu. Ya sabır çekip yoluma devam ettim.Kimbilir belkide sınavda bana "Bu adam okumaz" mantığıyla yaklaştığı için yardım etmemişti. Çünkü okulda öğrenciler üzerinde belli bir otaritem, onlardan yaşça büyük olduğum için farklı bir durumum vardı. Dolayısıyla öğretmenler hiç bir zaman beni ezemediler. Onlara karşı ne kadar saygılı olsamda çoğu bana gıcık gidiyordu.
O sene bilgisizliğimden ötürü açık liseye gitmeden boş geçti. Bir dahaki sene, yani geçen sene açıktan liseyi bitirebileceğimi öğrendim. Ve Beşiktaş Halk Eğitim merkezine başvurdum. 60 ytl verip kayıt oldum. Ne yapmam gerektiğini, kaç kredim olduğunu, kaç kredim olması gerektiğini öğrendim. Ayrıca bunları ben tek tek sora sora öğrendim. Oradaki görevli memur Recep Bey, hiç bir şekilde bana yardımcı olmuyor, ilgilenmiyor aksine benim biraz maço bir yapıya sahip olmamdan ötürü bana alaycı bir şekilde yaklaşıyordu. Belkide Recep Bey'de tıpkı okuldaki Coğrafya hocası gibi düşünüyordu benim hakkımda. "Bu adam okumaz!" Ama bence onun her ne durumda olursam olayım bana yardımcı olmakla mükellef olması gerekiyordu. Bütün bir sene boyunca yani 2006-2007 eğitim ve öğretim döneminde halk eğitim merkezine gidip gelip bilgi aldım. Ne yapmam gerektiğini öğrenmeye, neyin ne olduğunu bilmeye çalıştım. Sınav günü gelmiş çatmış ve benim 140 kredim olduğundan toplamda 4 krediye ihtiyacım vardı. Bunu bana ocak ayında Recep Bey söylemişti. Ona güvenerek, onun verdiği bilgiler dahilinde bütün senemi geçirdim. Sınava 1 ay kala sınav yerim ve sınava girmem gereken dersler belli olmuştu. Ama yanlış giden birşeyler vardı. Ben lise hayatımda sadece Coğrafya dersinden kalmış olmama rağmen sınav tercihlerim arasında Coğrafya yoktu. Bunun yerine Türk Dili, Felsefe, Kimya, Biyoloji, Sanat Tarihi, Mantık, Ekonomi gibi dersler tercih haklarım arasındaydı. Olanlara anlam veremiyordum. Bu dersleri kabullendim ama bana herhangi bir kitapçık, çalışmam için herhangi bir dosya, kitap, dergi gelmemişti. Sınava 1 hafta kalmıştı ve ben kendi Halk Eğitim Merkezime 3 hafta boyunca gidip sormuş, kitaplarımı taleb etmiş olmama rağmen her seferinde ellerinde kitap kalmadığını söylüyorlardı. Gitmediğim Halk Eğitim Merkezi, başvurmadığım kapı kalmadı çevremde. En sonunda Kasımpaşa da bir Halk Eğitim Merkezinden Kitapların bir bölümünü aldım. Elimden geldiğince çalıştım ve çalıştığım derslerden sınavlara girdim. (Türk Dili, Biyoloji ve Felsefe-1) Bu derslerin 2 sinde başarılı oldum (Türk Dili ve Felsefe-1) 1 tanesinden de 1aldım. Buna rağmen 6 kredi topladığımdan yani 146 kredi alıp 144 kredi barajını aştığımdan ötürü diplomayı kazandığımı düşünerek diplomayı almak üzere kendi Halk Eğitim Merkezime gittim. Recep Bey yine umursamaz bir tavırla bilgilerimi inceledi ve bana diplomayı almaya hak kazanamadığımı söyledi. 146 kredim olduğunu söyleyince bana "Senin alan kredin 8 puan eksik" dedi. Bana bundan bahsetmediğini söyledim. "Bana alan kredisinden söz etmediniz, sınava girerken sınav giriş belgesi vermediniz ve kitaplarımı bana ulaştırmadınız, ben gelip istememe rağmen elinizde kalmadığını söylediniz" dedim. Söylediğim ve yakındığım, bana vermediğini söylediğim her bilgi sonrasında "Bilmiyordum" diyor ve beni daha da çileden çıkartıyordu. Herşeye rağmen sakin davranıp yinede birşeyleri bilmesi gerektiğini ve onun bu iş için burda olduğunu söyledim. Yeni bir Halk Eğitim Merkezi olduğunu söyledi. "Peki, ne yapabilirim?" dedim. Tek seçeneğimin Türkçe-Matematik (Eşit ağırlık) olan alanımın Genel Kültür alanı ile değiştirmek gerektiğini böylece alan kredisine ihtiyacım kalmayacağını ve diplomamı 2 ay içerisinde alacağımı söyledi."Bunun için ne yapmalıyım" diye sordum. 60 YTL verip kayıt yenileyerek alanımı değiştirebileceğimi öğrendim. Güzel Sanatlar Fakültesine gitmek istediğim için tanıdığım bir rehber öğretmenini arayarak gitmek istediğim bölüm için seçeceğim alanın uygun olup olmadığını sordum. Uygun olduğunu öğrendikten sonra Bankaya 60 YTL ödeyip makbuzu Recep Bey'e vererek alanımı değiştirip diplomamı almak istediğimi söyledim. Bilgisayardan bilgilerimi girip alanımı değiştirdi ve bana artık mezunsun dedi. Çok sevinmiştim.
Artık üniversiteye girebilmem için önümde Öss hariç hiç bir engel kalmamıştı. Şayet barajı aşarsam, yetenek sınavlarına girmeye hak kazanacaktım. Yetenek sınavı için Marmara Üniversitesi'ne başvurduğumda bana bir kaç belge gerektiğini söylediler. Bu belgelerin arasında diploma fotokopiside gerekiyordu. Diplomamın henüz bana ulaştırılmadığını söylediğimde "Diplomayı kazandığınızı ispat eden bir belgede getirseniz olur" dediler. Bunun üzerine bir kaç aydır haber beklediğim kendi Halk Eğitim Merkezi'ne gittim. Recep Bey orada yoktu. Onun yerine bizimle bir görevli ilgilendi ve bilgilerimi girdiğinde diplomayı kazanamamış olduğumu söyledi. "Nasıl olur, Recep Bey bana bir kaç ay evvel mezun olduğumu söylemişti" dedim. "Siz Felsefe-1 den ve Türk Dili'nden başarılı olmuşsunuz. Bunlar dışında Felsefe-2 zorunlu derstir. Bu dersten sınava girmemişsiniz. Krediniz 146 olmasına rağmen bir zorunlu dersinizi vermediğiniz için diploma almaya hak kazanamamışsınız" dedi. "Recep Bey bana bundan hiç bahsetmedi" dedim. "O Recep Bey'in hatası" dedi. Ne yapacağımı bilemedim. Tüm hayallerim yıkılmıştı. Öss'yi kazanmış olmama rağmen üniversiteye giremiyordum. Oysa ki ben diplomam var sanıp Öss'ye hazırlanmıştım. Recep Beyin zamanında bana mezunsun sözlerinden sonra kafama hiç bir şey takmamış sınavı kazanmak için çalışmıştım. Dediğim gibi, tüm hayallerim yıkılmıştı.
Bir de bütün bunlar yetmezmiş gibi 11 Kasım'da Askere alınıyorum. Ben nasıl olsa diplomamı kazandım. Alır almaz tecil ettiririm düşüncesiyle rahattım aylardır. Diplomayı almam için şimdi önümde tek seçenek var. O da bir dahaki dönem için kayıt yenileyip sınavı beklemek. Bu süre içinde benim Üniversiteye girmemde sükut-u hayal'e uğradı. Ayrıca 11 Kasım'da Askere alınacağım için ordan bitirmem gerekiyordu. Askerlik 15 ay olduğundan gelecek senemde Askerlikle geçip boşa gidecek, toplamda liseyi bitirdikten sonra 5 senem heba olacak. Ben Askerde diplomayı almakla uğraşırken 1,5 senem daha gidecek. Kimbilir, belki de Askerden döndüğümde Üniversite hevesimde bitecek. Bende sıradan bir insan olup çıkacağım.
Okuduğunuz gibi, herşey en başta Coğrafya hocasının bana attığı kazıkla başladı ve bugünlere kadar geldi. Sorarım sizlere arkadaşlar. Şimdi ben ne yapmalıyım?
bu konu benim değildir ancak sizinde karşınıza bu durumlar çıkabilir.benim şuan ki durumumda buna benziyor.
O sene bilgisizliğimden ötürü açık liseye gitmeden boş geçti. Bir dahaki sene, yani geçen sene açıktan liseyi bitirebileceğimi öğrendim. Ve Beşiktaş Halk Eğitim merkezine başvurdum. 60 ytl verip kayıt oldum. Ne yapmam gerektiğini, kaç kredim olduğunu, kaç kredim olması gerektiğini öğrendim. Ayrıca bunları ben tek tek sora sora öğrendim. Oradaki görevli memur Recep Bey, hiç bir şekilde bana yardımcı olmuyor, ilgilenmiyor aksine benim biraz maço bir yapıya sahip olmamdan ötürü bana alaycı bir şekilde yaklaşıyordu. Belkide Recep Bey'de tıpkı okuldaki Coğrafya hocası gibi düşünüyordu benim hakkımda. "Bu adam okumaz!" Ama bence onun her ne durumda olursam olayım bana yardımcı olmakla mükellef olması gerekiyordu. Bütün bir sene boyunca yani 2006-2007 eğitim ve öğretim döneminde halk eğitim merkezine gidip gelip bilgi aldım. Ne yapmam gerektiğini öğrenmeye, neyin ne olduğunu bilmeye çalıştım. Sınav günü gelmiş çatmış ve benim 140 kredim olduğundan toplamda 4 krediye ihtiyacım vardı. Bunu bana ocak ayında Recep Bey söylemişti. Ona güvenerek, onun verdiği bilgiler dahilinde bütün senemi geçirdim. Sınava 1 ay kala sınav yerim ve sınava girmem gereken dersler belli olmuştu. Ama yanlış giden birşeyler vardı. Ben lise hayatımda sadece Coğrafya dersinden kalmış olmama rağmen sınav tercihlerim arasında Coğrafya yoktu. Bunun yerine Türk Dili, Felsefe, Kimya, Biyoloji, Sanat Tarihi, Mantık, Ekonomi gibi dersler tercih haklarım arasındaydı. Olanlara anlam veremiyordum. Bu dersleri kabullendim ama bana herhangi bir kitapçık, çalışmam için herhangi bir dosya, kitap, dergi gelmemişti. Sınava 1 hafta kalmıştı ve ben kendi Halk Eğitim Merkezime 3 hafta boyunca gidip sormuş, kitaplarımı taleb etmiş olmama rağmen her seferinde ellerinde kitap kalmadığını söylüyorlardı. Gitmediğim Halk Eğitim Merkezi, başvurmadığım kapı kalmadı çevremde. En sonunda Kasımpaşa da bir Halk Eğitim Merkezinden Kitapların bir bölümünü aldım. Elimden geldiğince çalıştım ve çalıştığım derslerden sınavlara girdim. (Türk Dili, Biyoloji ve Felsefe-1) Bu derslerin 2 sinde başarılı oldum (Türk Dili ve Felsefe-1) 1 tanesinden de 1aldım. Buna rağmen 6 kredi topladığımdan yani 146 kredi alıp 144 kredi barajını aştığımdan ötürü diplomayı kazandığımı düşünerek diplomayı almak üzere kendi Halk Eğitim Merkezime gittim. Recep Bey yine umursamaz bir tavırla bilgilerimi inceledi ve bana diplomayı almaya hak kazanamadığımı söyledi. 146 kredim olduğunu söyleyince bana "Senin alan kredin 8 puan eksik" dedi. Bana bundan bahsetmediğini söyledim. "Bana alan kredisinden söz etmediniz, sınava girerken sınav giriş belgesi vermediniz ve kitaplarımı bana ulaştırmadınız, ben gelip istememe rağmen elinizde kalmadığını söylediniz" dedim. Söylediğim ve yakındığım, bana vermediğini söylediğim her bilgi sonrasında "Bilmiyordum" diyor ve beni daha da çileden çıkartıyordu. Herşeye rağmen sakin davranıp yinede birşeyleri bilmesi gerektiğini ve onun bu iş için burda olduğunu söyledim. Yeni bir Halk Eğitim Merkezi olduğunu söyledi. "Peki, ne yapabilirim?" dedim. Tek seçeneğimin Türkçe-Matematik (Eşit ağırlık) olan alanımın Genel Kültür alanı ile değiştirmek gerektiğini böylece alan kredisine ihtiyacım kalmayacağını ve diplomamı 2 ay içerisinde alacağımı söyledi."Bunun için ne yapmalıyım" diye sordum. 60 YTL verip kayıt yenileyerek alanımı değiştirebileceğimi öğrendim. Güzel Sanatlar Fakültesine gitmek istediğim için tanıdığım bir rehber öğretmenini arayarak gitmek istediğim bölüm için seçeceğim alanın uygun olup olmadığını sordum. Uygun olduğunu öğrendikten sonra Bankaya 60 YTL ödeyip makbuzu Recep Bey'e vererek alanımı değiştirip diplomamı almak istediğimi söyledim. Bilgisayardan bilgilerimi girip alanımı değiştirdi ve bana artık mezunsun dedi. Çok sevinmiştim.
Artık üniversiteye girebilmem için önümde Öss hariç hiç bir engel kalmamıştı. Şayet barajı aşarsam, yetenek sınavlarına girmeye hak kazanacaktım. Yetenek sınavı için Marmara Üniversitesi'ne başvurduğumda bana bir kaç belge gerektiğini söylediler. Bu belgelerin arasında diploma fotokopiside gerekiyordu. Diplomamın henüz bana ulaştırılmadığını söylediğimde "Diplomayı kazandığınızı ispat eden bir belgede getirseniz olur" dediler. Bunun üzerine bir kaç aydır haber beklediğim kendi Halk Eğitim Merkezi'ne gittim. Recep Bey orada yoktu. Onun yerine bizimle bir görevli ilgilendi ve bilgilerimi girdiğinde diplomayı kazanamamış olduğumu söyledi. "Nasıl olur, Recep Bey bana bir kaç ay evvel mezun olduğumu söylemişti" dedim. "Siz Felsefe-1 den ve Türk Dili'nden başarılı olmuşsunuz. Bunlar dışında Felsefe-2 zorunlu derstir. Bu dersten sınava girmemişsiniz. Krediniz 146 olmasına rağmen bir zorunlu dersinizi vermediğiniz için diploma almaya hak kazanamamışsınız" dedi. "Recep Bey bana bundan hiç bahsetmedi" dedim. "O Recep Bey'in hatası" dedi. Ne yapacağımı bilemedim. Tüm hayallerim yıkılmıştı. Öss'yi kazanmış olmama rağmen üniversiteye giremiyordum. Oysa ki ben diplomam var sanıp Öss'ye hazırlanmıştım. Recep Beyin zamanında bana mezunsun sözlerinden sonra kafama hiç bir şey takmamış sınavı kazanmak için çalışmıştım. Dediğim gibi, tüm hayallerim yıkılmıştı.
Bir de bütün bunlar yetmezmiş gibi 11 Kasım'da Askere alınıyorum. Ben nasıl olsa diplomamı kazandım. Alır almaz tecil ettiririm düşüncesiyle rahattım aylardır. Diplomayı almam için şimdi önümde tek seçenek var. O da bir dahaki dönem için kayıt yenileyip sınavı beklemek. Bu süre içinde benim Üniversiteye girmemde sükut-u hayal'e uğradı. Ayrıca 11 Kasım'da Askere alınacağım için ordan bitirmem gerekiyordu. Askerlik 15 ay olduğundan gelecek senemde Askerlikle geçip boşa gidecek, toplamda liseyi bitirdikten sonra 5 senem heba olacak. Ben Askerde diplomayı almakla uğraşırken 1,5 senem daha gidecek. Kimbilir, belki de Askerden döndüğümde Üniversite hevesimde bitecek. Bende sıradan bir insan olup çıkacağım.
Okuduğunuz gibi, herşey en başta Coğrafya hocasının bana attığı kazıkla başladı ve bugünlere kadar geldi. Sorarım sizlere arkadaşlar. Şimdi ben ne yapmalıyım?
bu konu benim değildir ancak sizinde karşınıza bu durumlar çıkabilir.benim şuan ki durumumda buna benziyor.