Ebruli renklerdesin şimdi...
Gönderilme zamanı: 04 Oca 2010, 23:06
Kirli gülümsemelerin soğuk avuçlarında sahte dualar.
Bize ayrılmış mutlulukların gölgeliklerinde, bastırılmış sevinçlerin kıyılarına vurunca adımlarımızı içten içe yanan bir yüreğe rest çeker deli nabzımız.
Binlerce yılın keskin ışıklarına nefesimizi savurur, dolambaçlı yolların menzillerinde sevdayla buluşmayı dileriz.
Birbirimize gecikmişliğin saydam göğünde iç çekişlerimizle köhne bir odadan bakarız uzaklara.
Yüzümüzde biriken yol yorgunluklarını uykularla bastırır, hep kendimize dönüşlerin değişmez ütopyasında fısıltılı bir sessizliğin ayrılık içlenişlerini derinlerimize çekeriz.
Yangınlarımızı rüzgâr titrettikçe, gönlümüzdeki sahte kalabalıklar birer birer bizi terk edince yapayalnızlığımızın tükenen ışıklarına avuçlarımızı kuşkuyla uzatırız.
Suyun rengini ararız yağmurun masum dökülüşlerinden, göçmen bir bakışla uzakları gözler, dayanaksız bedenimizin kederli masallarıyla işkence sıramızı bekleriz.
Bunun içindir ki, aşkla gerdiğimiz sevda yayından sabır okumuzu uzaklara savurmak isteriz.
Anlamlarını kaçışlara yüklediğimiz ve her kaçışta kendimizden çok şeyler verdiğimiz bir sevda muhasebesinin yanık tarlalarında yürümek.
Yükseklerden dökülen sularla, kendi yuvasını unutan kuşlarla ve her kaçışta aslında kendi yalnızlığını dinleyen bir sevda destanıyla birbiri peşi sıra kapanır aşkın isimsiz hanları ve kopar bir bir yaşanmışlığın sararmış yaprakları.
Kırık cümlelerimizin çürük tekneleriyle açıldığımız denizlerin ulaşılmaz derinliklerinde kendimizi izledikçe, değişken kimliklerimizin şakaklarından akan terlerle yüzümüzü yıkadıkça, sevda oltamızın imgeli sayfalarında her harf yalnızlığımızı tasvir eden cümlelerle buluşur anlayacağınız.
Eski bir sevdanın yorgun yolcularını çağırdım yaşanası saraylarına, tanımsız aşkların suskun ilahileriyle yalnızlıkların bütün meşalelerini duvarlara astım.
Bir ömrün bütün baharlarıyla, bir hayatın bir ömre sığmayacak dualarıyla her gece öfkeli düşünüşlerle sana geldim.
Sensizliğin çoğalan dalgalarıyla uzadı gece, alışkanlığımın delirmiş cümleleriyle bu gece de seni en baştan yazdım.
Bize ayrılmış mutlulukların gölgeliklerinde, bastırılmış sevinçlerin kıyılarına vurunca adımlarımızı içten içe yanan bir yüreğe rest çeker deli nabzımız.
Binlerce yılın keskin ışıklarına nefesimizi savurur, dolambaçlı yolların menzillerinde sevdayla buluşmayı dileriz.
Birbirimize gecikmişliğin saydam göğünde iç çekişlerimizle köhne bir odadan bakarız uzaklara.
Yüzümüzde biriken yol yorgunluklarını uykularla bastırır, hep kendimize dönüşlerin değişmez ütopyasında fısıltılı bir sessizliğin ayrılık içlenişlerini derinlerimize çekeriz.
Yangınlarımızı rüzgâr titrettikçe, gönlümüzdeki sahte kalabalıklar birer birer bizi terk edince yapayalnızlığımızın tükenen ışıklarına avuçlarımızı kuşkuyla uzatırız.
Suyun rengini ararız yağmurun masum dökülüşlerinden, göçmen bir bakışla uzakları gözler, dayanaksız bedenimizin kederli masallarıyla işkence sıramızı bekleriz.
Bunun içindir ki, aşkla gerdiğimiz sevda yayından sabır okumuzu uzaklara savurmak isteriz.
Anlamlarını kaçışlara yüklediğimiz ve her kaçışta kendimizden çok şeyler verdiğimiz bir sevda muhasebesinin yanık tarlalarında yürümek.
Yükseklerden dökülen sularla, kendi yuvasını unutan kuşlarla ve her kaçışta aslında kendi yalnızlığını dinleyen bir sevda destanıyla birbiri peşi sıra kapanır aşkın isimsiz hanları ve kopar bir bir yaşanmışlığın sararmış yaprakları.
Kırık cümlelerimizin çürük tekneleriyle açıldığımız denizlerin ulaşılmaz derinliklerinde kendimizi izledikçe, değişken kimliklerimizin şakaklarından akan terlerle yüzümüzü yıkadıkça, sevda oltamızın imgeli sayfalarında her harf yalnızlığımızı tasvir eden cümlelerle buluşur anlayacağınız.
Eski bir sevdanın yorgun yolcularını çağırdım yaşanası saraylarına, tanımsız aşkların suskun ilahileriyle yalnızlıkların bütün meşalelerini duvarlara astım.
Bir ömrün bütün baharlarıyla, bir hayatın bir ömre sığmayacak dualarıyla her gece öfkeli düşünüşlerle sana geldim.
Sensizliğin çoğalan dalgalarıyla uzadı gece, alışkanlığımın delirmiş cümleleriyle bu gece de seni en baştan yazdım.