...Susuyorum...
Gönderilme zamanı: 15 Mar 2010, 21:40
Kentin kuytu dipleriydi, gözyaşımla ıslanan
Hasret tırnaklarını geçirmişti beynime
Yanıyordu benliğim, sessiz, puslu gecede
Çaresiz sayfalarda, heceler ürkek, titrek
Aşk urganı boynumda ve şimdi
Susuyorum
Son nefes menzilimde, ahirimin evveli
Gözlerinde cenneti gezdiğim, ab-ı hayat
Sözleri biriktirip, harcadığım yüreğim
Kırılmış satırlara yağmurunu dökerken
Gecenin arkasında, şakağıma son feryat
Balyoz gibi iniyor ve şimdi
Susuyorum
Gül kokusu seherde, yalnızlık geniz yakar
Dokunduğun yapraklar, ruhsatsız ve fedakâr
Gölgesi lal olmanın düşlerini titretir
Yine çaresizlikle asarsın sözü gize
Gözyaşında boğulur alev almış her dize
Bekleyip bakıyorum karanlığın koynunda
Hasbıhalim fezada ve şimdi
Susuyorum
Hep bendim söz söyleyen yosun rengi gözlere
O kadar allı pullu yaldızlı olmasa da
Yüreğimden dökülen her biri inci mercan
Hem yanıp hem yakarken vuslatı arar bu can
şimdi yorgun ve durgun uçmuyor güvercinim
Sol yanımı acıtan söze kelepçe vurup
Ummanın diplerinde yunus ile oturup
Göz yaşımı döküyor ve şimdi
Susuyorum
Artık rahat uyusun düşlerim kuş tüyünde
Vuslata iki adım mezar ve mahşer kaldı
Vahalar kum yığını, gülşende güller kopmuş
Dünya denen şu zindan, kurtuluşa tek kapı
Vuslat için kapıyı kırıpta çıkıyorum
O son güne merhaba ve şimdi
Susuyorum
Hasret tırnaklarını geçirmişti beynime
Yanıyordu benliğim, sessiz, puslu gecede
Çaresiz sayfalarda, heceler ürkek, titrek
Aşk urganı boynumda ve şimdi
Susuyorum
Son nefes menzilimde, ahirimin evveli
Gözlerinde cenneti gezdiğim, ab-ı hayat
Sözleri biriktirip, harcadığım yüreğim
Kırılmış satırlara yağmurunu dökerken
Gecenin arkasında, şakağıma son feryat
Balyoz gibi iniyor ve şimdi
Susuyorum
Gül kokusu seherde, yalnızlık geniz yakar
Dokunduğun yapraklar, ruhsatsız ve fedakâr
Gölgesi lal olmanın düşlerini titretir
Yine çaresizlikle asarsın sözü gize
Gözyaşında boğulur alev almış her dize
Bekleyip bakıyorum karanlığın koynunda
Hasbıhalim fezada ve şimdi
Susuyorum
Hep bendim söz söyleyen yosun rengi gözlere
O kadar allı pullu yaldızlı olmasa da
Yüreğimden dökülen her biri inci mercan
Hem yanıp hem yakarken vuslatı arar bu can
şimdi yorgun ve durgun uçmuyor güvercinim
Sol yanımı acıtan söze kelepçe vurup
Ummanın diplerinde yunus ile oturup
Göz yaşımı döküyor ve şimdi
Susuyorum
Artık rahat uyusun düşlerim kuş tüyünde
Vuslata iki adım mezar ve mahşer kaldı
Vahalar kum yığını, gülşende güller kopmuş
Dünya denen şu zindan, kurtuluşa tek kapı
Vuslat için kapıyı kırıpta çıkıyorum
O son güne merhaba ve şimdi
Susuyorum