Anlatım Biçimleri ve Düşünceyi Geliştirme Yolları

TÜRK DİLİ ve EDEBİYATI dersi hakkında sorularınızı, cevaplarınızı, bildiklerinizi paylaşabilirsiniz...
Cevapla
Kullanıcı avatarı
admin
Site Admin
Mesajlar: 82
Kayıt: 16 Kas 2006, 19:14

Anlatım Biçimleri ve Düşünceyi Geliştirme Yolları

Mesaj gönderen admin » 08 Şub 2007, 17:38

ANLATIM BİÇİMLERİ



Çeşitli amaçlara yönelik olarak gerçekleştirilen anlatımın etkileyici olması için çeşitli yöntemlere başvurulur.İşte,anlatımı gerçekleştirirken başvurulan bu yöntemlere “anlatım biçimleri” diyoruz.

Anlatım biçimlerini şöyle sıralayabiliriz:

1)Açıklayıcı Anlatım,

2)Öyküleyici Anlatım (Hikaye Etme)

3)Betimleyici Anlatım (Tasvir Etme)

4)Tartışmacı Anlatım



A)AÇIKLAYICI ANLATIM:



Herhangi bir konu hakkında bilgiler vermek,bir şeyler öğretmek amacına yönelik anlatım biçimidir.



ÖRNEK:Memduh Şevket Esendal öykülerini sade ve temiz bir Türkçe’yle yazmış,öykücülükte Çehov tarzını benimsemiştir.Onun öykülerini okuyanlar eserin içinde kendilerini,çevrelerini ve hayatta karşılaştıkları kişileri bulur gibi olurlar.Esendal,günlük hayatı iyimser bir hava içinde verir.Öykülerindeki olaylar son derece basittir.



B)TARTIŞMACI ANLATIM:



Okuyucuyu veya dinleyiciyi istenilen davranış ve düşünce biçimine yöneltmek amacıyla başvurulan bir anlatım biçimidir.Bu anlatım biçimiyle okuyucunun sahip olduğu düşüncenin

değiştirilmesi amaçlanır.Yani amaç düşünce ve konularda değişiklik yapmaktır.



ÖRNEK:Edebiyat metninin dili günlük iletişim dilinden bütün bütüne ayrıymış gibi görülegelmiştir bizde.İstiareli, aktarmalı, doğallıktan uzak bir dil olarak düşünülmüştür hep.Edebiyat sözcüğü;süslü püslü, özentili, abartmalı ve boş sözler yığını gibi bir anlam kazanmıştır bu yüzden.Bunu da,edebiyat dilini günlük dilden apayrı gören bir anlayışa bağlayabiliriz.Oysa edebiyat dili günlük dilden tümüyle kopuk bir dil değildir.Gündelik dilin güzel, duygusal bir doku içinde yeniden düzenlenimidir bir bakıma.



C)ÖYKÜLEYİCİ ANALTIM:



Bu anlatımda amaç;olayı okuyucunun gözü önünde canlandırmak,anlatmak istenileni bir olay içerisinde vermektir.Öyküleyici anlatımda olaylar oluş haline uygun olarak bir dizi halinde verilirse birbirine bağlanır.Öyküleme, tasarlanan ya da yaşanan bir olayın anlatımıdır.Roman, hikaye ve masalların anlatımı öyküleyici anlatım biçimindedir.



ÖRNEK:Ağır adamlarla kahveye girdi Hasan.Olanları düşündü bir süre.Otursam mı oturmasam mı diye bir tereddüt geçirdi.Sonra oturdu bir köşeye isteksiz.Babadan kalma tütün tabakasını çıkardı,kalınca bir sigara sardı.Öyle dalmıştı ki masasına konan çay bardağının sesi bile dikkatini çekmemişti.



D)BETİMLEYİCİ ANLATIM (TASVİR ETME):



Betimleme en yalın biçimiyle sözcüklerle resim çizme işidir.Varlıkların niteliklerini,bu varlıkların duyularımız üzerinde uyandırdıkları izlenimleri belirtmektir.Betimleme nesnelerin, varlıkların, belirgin özelliklerini tanıtıp göz önünde canlandırmaktır.Bu anlatımda okuyucunun çeşitli duyularına seslenilerek anlatılan varlıkla ilgili izlenim kazanılması amaçlanır.Bu amacın gerçekleşmesi için titiz bir gözlem gerekir.Gözlem sırasında ayırt edici özelliklerin anlatılmasına özen gösterilir.



ÖRNEK:Eski bir taş köprü geçildikten sonra fakir mahallelere giriliyor ve sefalet,bütün dehşeti ve çirkinliğiyle başlıyordu.Ortalarından akan çirkin sularında yarı çıplak çocuklarla çamurdan köpekler, eğri büğrü sokaklar… Tezekten, çamurdan yapılmış yarı yarıya toprağa gömülmüş penceresiz kulübeler…



DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YOLLARI



Bir yazıda ileriye sürülen görüş ve düşüncenin inandırıcılığını sağlamak amacıyla yazar çeşitli yollara başvurur.Düşünceyi geliştirmek için başvurulan yöntemler şunlardır:



1)TANIMLAMA:



Bir kavrama ya da olayın belirgin özellikleriyle tanıtılmasına tanımlama denir.Tanım kısaca “nedir” sorusuna verilen cevaptır.



ÖRNEK:İnsan vücudunun en küçük yapı taşına hücre denir.(Nesnel)

*Yiğitlik, kahramanlık, savaş temalarını işleyen şiirlere epik şiir denir.(Nesnel)

*Yaşam, güçlükleri yenebilme sanatıdır.(Öznel)

*Toros dağlarının etekleri Akdeniz’den başlar.(Değil)



2)ÖRNEKLENDİRME:



İleriye sürülen soyut düşüncenin somutlaştırılması yöntemidir.Söylenmek istenilenin okuyucunun kafasında canlandırılmasını sağlayan bir yöntemdir.



ÖRNEK:

Genç Kalemler hareketi,edebiyatımıza özellikle dil konusunda yepyeni bir anlayışı getirmiştir.Türkçe kendi benliğine yavaş yavaş dönmeye başlamış;halk,aydınların yazdıklarını anlar duruma gelmiştir.1911’li yıllarda yazan Ömer Seyfettin’i, Ziya Gökalp’i açıp okuyun, severek, anlayarak okursunuz yazdıklarını.Sözcükler, tamlamalar…hep anlayacağınız biçimdedir.



3)KARŞILAŞTIRMA:



Karşılaştırmada iki varlık, iki kavram ya da iki şey arasındaki benzerlik ve karşıtlıklardan yararlanma söz konusudur.Benzerliklerin ya da karşıtlıkların ortaya konması karşılaştırma ile olur.



ÖRNEK:Özge Ali’ye göre daha çalışkandır.

*En çok sevdiğim arkadaşım sensin.

*Eski şiir hayali öğeleri yeni şiir ise somut öğeleri içerir.



4)TANIK GÖSTERME(ALINTI YAPMA):



Anlatılmak istenilen düşüncenin başkalarının görüşlerinden,sözlerinden yararlanarak açıklanması yoludur.Başkalarının aynı konuda söylediği sözler yazı içerisinde alıntı olarak gösterilir.Tanık olarak düşüncesine başvurulan kişinin, konusunda uzman güvenilir olması gerekir.



ÖRNEK:Mutluluk, aslında herkesin çok yakınında.İsteyen herkes, her an mutlu olabilir.Fizolof Sokrates: “Bir kitap, bir çiçek, bir kuş…ne büyük saadet!” derken bunu anlatmıyor mu?



5)SAYISAL VERİLERDEN YARARLANMA:Düşünceyi inandırıcı kılmanın yollarından biri de sayısal verilerden yararlanmadır.İnsanlar okuduklarının sayılarla desteklendiğini görürlerse yazıyı daha da inandırıcı bulurlar.

ÖRNEK:Ada pazarı Şeker Fabrikası 1953’te işletmeye açıldı. Kuruluşta günde 1800 ton olan pancar işleme kapasitesi 1980’de 6000 tona çıkarıldı. Bu büyük bir gelişme.



Elimizde bu konuyla ilgili testler var, bakmak ister misiniz? :)

1. Karanlık kavuştuğu için aşağıdan akan derenin uğultusu daha çok geliyordu. Kalkıp yürümeye başladık. Güneş batmış, bulunduğumuz yer, yerini birden bire artan serin rüzgârlara bırakmıştı. Kazdağının bu yamacında saatlerce sürecek akşam başlamıştı.

Yukarıdaki parçanın anlatımı için aşağıdakiler- den hangisi söylenemez?



A) Betimlemeye başvurulmuştur. B) Öyküleyici anlatım kullanılmıştır.

C) Görsel öğelere yer verilmiştir. D) İşitme duyusundan yararlanılmıştır.

E) Dokunma duyusundan yaralanılmıştır.







2. Günümüzde çıkan kitapları bir düşünün. Bir yıl içersinde çıkan kitap sayısı üç yüzün üzerinde. Bu kitapların hepsini okumaya çalışsak bile her gün bir kitap okumak zorundayız. Peki bu kadar kitabın çıkması edebiyatımızı olumsuz etkilemiyor mu? Bence kesinlikle hayır! Çoğunluğun olduğu yerde rekabet olur ve en güzel eserler verilmeye çalışılır. Aynı zamanda kötü olmadan iyiyi seçmemiz mümkün mü?

Yukarıdaki parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangilerine başvurulmuştur?



A) Açıklama – Betimleme B) Tanımlama – Sayısal verilerden yararlanma

C) Sayısal verilerden yararlanma – Tartışma D) Öyküleme – Betimleme

E) Sayısal verilerden yaralanma – Karşılaştırma







3. Uyandığımda kentin neresinden geçtiğimi anlayamamıştım. Ama bir pazaryerindeydik. Çiçekçi dükkânını süpüren bir kız gördüm. Sokağı suluyordu. Ortalıkta menekşe kokusu vardı. Otobüs kenara park etti ve içeriden uzun, siyah bıyıklı dükkân sahibi bizi içtenlikle karşıladı ve hafif solmuş mor menekşelerinden bir demet gösterdi.

Yukarıdaki parçanın anlatımında aşağıdaki aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?



A) Öyküleme – Tanımlama B) Tanık gösterme – Betimleme

C) Betimleme – Öyküleme D) Açıklama – Tartışma E) Örneklendirme – Öyküleme





4. Şimdi gövdesi kuş tüyü kadar hafif olmuştu. Çevresinden her rengin tılsımları dökülüyor, bulup kullandığı sözlerde her sesin akisleri duyuluyordu. Bahar bin bir kokusuyla taze rüzgârları, taze ışıkları, taze yağmurları ile gözlerinin önüne seriliyordu.



Yukarıdaki parçanın anlatımı için aşağıdakiler- den hangisi söylenemez



A) Benzetme yapılmıştır. B) Karşılaştırma yapılmıştır.

C) Gözlem yoluyla ayrıntıları seçme. D)Örneklendirme yapılmıştır. E) Dokunma duyusundan yaralanılmıştır.





5. Kendi çağımızın ödevini, sorumluluğunu taşıyıp, "güzel yarınlar" için uğraş verdiğimiz sürece, doğa da insan doğamız da temiz ve mutlu bir dünyada yaşayacak; bilinçli gelecek kuşaklar da hem kendi çağına, hem de yarınlara yönelik, atalarından kalan kalıtı, bir bayrak yarışçısı sorumluluğuyla kendilerinden sonraki kuşağa vermenin huzuru içinde olacaklardır. Gorki, "kuşlar nasıl uçmak için yaratılmışsa, insanlar da mutlu olmak için yaratılmışlar- dır.” der. Düş kurmak bir yana, akılsal eğitim–öğretim sürecini işlevselleştirirsek, ne açlık, ne yoksulluk, ne de savaşlar kalır; mutluluğun dışındadır.



Yukarıdaki parçanın anlatımında aşağıdakiler- den hangisine başvurulmuştur?



A) Öyküleme B)Betimleme C) Tanık gösterme D) Karşılaştırma E) Tartışma







6. Durdu. Gözleri, etrafımızı saran manzaranın ve biraz evvel anlattığı hikâyenin içinde kaybolmuş gibi büyük ve dalgındı. Şakaklarında tozlarla karı- şıp sonra kalın çizgiler halinde kuruyan terlerin izleri vardı. Derin derin nefes alıyordu. Bu anda onu, etrafını saran tabiattan ayırmaya imkân yoktu. Akşamın loşluğu içinde topraktan, çiçeklerin arasın- dan fırlayıp büyüyüvermiş bir mahluk gibiydi.



Yukarıdaki parçanın anlatımında aşağıdaki aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?



A) Öyküleme – Örneklendirme B) Tanık gösterme – Betimleme C) Açıklama – Tartışma D) Betimleme – Öyküleme E) Tanımlama – Öyküleme







7. Kitabın adının 'Dert Yorumcusu' olması bir tesadüf değil elbette.Hatta bu adlandırma, öyküler toplamının genelinin bir tematik vurgusu olarak algılanabilir. Dertler hep vardır; ancak onları anlatacağınız, başka bir deyişle onları yorumlatacağınız kişilerin kim olduğu önemlidir. Lahiri'nin, dünyasına girdiği ya da girmeye çalıştığı kişiler özellikle ikili ilişkilerde oldukça eksiklik taşırlar. Kaç kişi bir barmene, karısının evlilik yıldönümünde kendisine sadece bir süveter verdiğinden yakınabilir ki?



Yukarıdaki parçanın anlatımında aşağıdakiler- den hangisine başvurulmuştur?



A) Tartışma B) Öyküleme C) Betimleme D) Karşılaştırma E) Tanık gösterme







8. Bizmerkezcilik, ya da etnosantrizm, bütün kültürlerin temel özelliklerindendir. Yumuşak bir "biz bu yaşam tarzını seviyor, tercih ediyoruz" duygusundan, katı bir "sen de benim gibi olmak zorundasın" tavrına değin türlü derecelerde karşımıza çıkacaktır. Farklı kültür topluluklarına yöneldiğinde ise, kültür emperyalizmi ya da zorla kültürleme süreçlerinin ahlaksal gerekçesini oluşturur.





Yukarıdaki parçanın anlatımında aşağıdaki aşağıdakilerden hangilerine başvurulmuştur?



A) Açıklama – Tanımlama B) Açıklama – Örneklendirme C) Örneklendirme – Tartışma D) Açıklama – Karşılaştırma E) Tanımlama – Karşılaştırma







9. İnsanın en önemli buluşu yazıdır. Çünkü söz geçici, yazı kalıcıdır. İnsanlar yazı sayesinde dün ile bugün arsında köprü kurar; her türlü gelişmeleri, duyguları ve düşünceleri yazıyla ölümsüzleştirir. Bizler de bu yazılı metinleri okuyarak, olaylardan, deneyimlerden, gelişmelerden düşüncelerden bilgileniriz. Böylece okuma yoluyla zihnimiz gelişir, kendimizi, ulusumuzu ve bütün dünyayı tanırız.



Yukarıdaki parçanın anlatımında aşağıdaki aşağıdakilerden hangilerine başvurulmuştur?



A) Açıklama – Tanımlama B) Tanımlama – Karşılaştırma C) Öyküleme – Betimleme

D) Açıklama – Karşılaştırma E) Tanımlama – Tartışma







10. Trenin hareketine pek az bir vakit kalmıştı. Odacı süklüm püklüm haliyle, fakat oltasına balık dokunduğunu hisseden balıkçının sakin ve emniyetli duruşuyla bekliyordu. Ani bir hareketle odacının eline bir on liralık uzattı. Teşekkür etmeğe bile vakit bulamadan gişelerin bulunduğu yere doğru koşarak uzaklaştı.



Yukarıdaki parçanın anlatımında aşağıdaki aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?



A) Öyküleme – Karşılaştırma B) Açıklama – Betimleme C) Açıklama – Tartışma

D) Betimleme – Öyküleme E) Tanımlama – Betimleme









11. Cumhuriyetimizin 82. yıl dönümünü yaşadığımız şu günlerde bile cumhuriyetin tanımı hakkında müthiş bir cehalet var. Cumhuriyet dendiği zaman akla ilk gelen demokrasi kavramıdır. Cumhuriyet demek demokrasi demek mi? Hayır! Cumhuriyet “halka ait” demektir. Saddam’ın Irak’ı da cumhuriyetti İran da cumhuriyet. Bunun yanında demokrasinin beşiği olarak nitelendirilen Avrupa’nın İngiltere, İsveç, Danimarka gibi bazı ülkelerinde demokrasinin en üst düzeyde olmasına rağmen yönetim biçimleri monarşidir.



Yukarıdaki parçanın anlatımında aşağıdaki aşağıdakilerden hangilerine başvurulmuştur?



A) Tanık gösterme – Tanımlama – Tartışma B) Tanımlama – Örneklendirme – Öyküleme

C) Betimleme – Tartışma - Örneklendirme D) Açıklama – Tartışma – Betimleme

E) Tanımlama – Tartışma – Örneklendirme













12. Mini mini kasabanın balkonlu, kuleli, gazinoyu andıran bir konağı vardı. Ama yenileme yapılmamıştı. Sıvanamayan kerpiç duvarlar yer yer açılmış, kumrulara yuva olmuştu. Üst kat penceresiz, sıvasızdı. Kenarda battal bir kireç ocağı biraz ötesinde amelenin çalıştığı zamandan kalma bir sundurma öyle duruyordu. Etrafında ise köpeklerin uğultusu yankılanıyordu.

Yukarıdaki parçanın anlatımı için aşağıdakiler- den hangisi söylenemez?



A)Öyküleyici anlatım kullanılmıştır. B) Betimlemeye başvurulmuştur.

C) Gözlem yoluyla ayrıntılar aktarılmıştır. D) Benzetme yapılmıştır.

E) İşitme duyusundan yararlanılmıştır.













13. Orhan Kemal de Yaşar Kemal de Güney Anadolu bölgesinde doğmuş ve büyümüş ve romanlarında iyi bildikleri o yörenin insanlarına eğilmiş, sorunlarını dile getirmişlerdir. Orhan Kemal’in karakterlerini Daha çok Adana’daki işçilerden, memurlardan seçmesine karşılık Yaşar Kemal köylülerden, ırgatlardan seçer. Ama yazarlar arasındaki asıl ayrım yarattıkları kurmaca dünya ile gerçeklik arasındaki bağdır.



Yukarıdaki parçanın anlatımında aşağıdakiler- den hangisine başvurulmuştur?



A) Tanımlama B) Öyküleme C) Tartışma D) Karşılaştırma E) Betimleme







14. İnsan doğal olarak iyidir; ama toplumun kurumları yozlaştırır onu. Rousseau, felsefesinin bu temel ilkesini şu önermeyle ortaya koymuştu: “Tanrı elinden çıkan her şey iyidir, insan elinde her şey yozlaşır.” O, sanat ve kültürün zararlı olduğuna inandığı için Emile adlı kitabında çocukların nasıl kendi kendini yetiştireceklerini anlatır.



Yukarıdaki parçanın anlatımında aşağıdaki aşağıdakilerden hangilerine başvurulmuştur?



A) Tanık gösterme - Örneklendirme B) Tanımlama – Örneklendirme

C) Tanık gösterme – Betimleme D) Açıklama – Betimleme E) Tanık gösterme – Tanımlama







15. Öz Türkçe, ulusun birbiriyle anlaşmasının sesidir. Kara budunun bize söyleyeceği, bizim ona söyleyeceklerimiz var. Ulus işlerini yüklenmiş olanlar ulusa anlaşılır bir dille düşünüp söylemezlerse ulusalcılık bir kuru sözden başka ne olabilir?



Yukarıdaki parçanın anlatımında aşağıdaki aşağıdakilerden hangilerine başvurulmuştur?



A) Tanık gösterme – Tanımlama B) Tanımlama – Örneklendirme C) Betimleme – Tartışma

D) Açıklama – Öyküleme E) Tanımlama – Tartışma









CEVAP ANAHTARI

1.A 2.C 3.C 4.D 5.C 6.D 7.A 8. D 9. D 10.D 11.E 12.A 13.D 14. A 15.E



Cevapla

“Türk Dili ve Edebiyatı” sayfasına dön