''_Verimli Çalışma Yöntemleri_''

Forumumuzda yer almayan konu ve başlıkları burada oluşturabilirsiniz.

Cevapla
Kullanıcı avatarı
jade
Acemi
Mesajlar: 59
Kayıt: 04 Mar 2009, 10:24
Konum: Sosyal Bilimler

''_Verimli Çalışma Yöntemleri_''

Mesaj gönderen jade » 27 Mar 2009, 14:09

ÖĞRENME STİLLERİHer birimiz bilgiyi farklı şekillerde öğreniriz. Bu nedenle, herkes en iyi öğrendiği yolu bulmalı ve buna en uygun teknikleri öğrenmeli. Bir öğrencinin kendi öğrenme stilini tanıyıp, ona uygun teknikleri öğrenmesi başarısını arttıracaktır.

Öğrenme stili dediğimiz şey, en iyi öğrendiğimiz yoldur. Bireyin öğrenme stili, bilişsel, duyuşsal ve fizyolojik yapısına bağlı olarak, aile, okul ve arkadaş çevresindeki diğer insanlarla olan ilişkileri ve davranışlarına göre şekillenir. Bu nedenle öğrenme stilinin her insanda farklı olması gayet normaldir. Önemli olan her bireyin kendine en uygun şekilde, öğreneceği stili tanıması ve buna göre çalışmasıdır.

Bireyin öğrenme stili şu süreçlere bakılarak anlaşılabilir:

Bilgiyi kazanma
Bilgiyi kavramsallaştırma/işleme
Motivasyon
Karar verme tarzı
Değerler sistemi
Duygusal tercihler
Yukarıda sıraladıklarımız öğrenme stilinin ne olduğunu ölçmenin parametreleridir. Bunları doğru ölçebilmek için dört öğrenme yolunu tanımamız faydalı olacaktır.

1. Görsel Öğrenme:Görerek ve okuyarak öğrenmeyi tercih eden öğrenciler bu gruba girer. Bu öğrenciler;

Okuyarak öğrenirler.
Renkli grafik ve haritaları pek severler.
Oldukça tertipli ve düzenlidirler.
Öğretmenlerini gözleriyle takip ederler ve öğretmelerinin kıyafetinin düzenli olmasına önemserler. Aynı özeni ve düzeni kendileri için de gösterirler.
Ödevlerini itina ile yaparlar, estetiğe önem verirler.
Talimatların düzenli ve sıra dâhilinde verilmesi öğrenmelerini kolaylaştırır. Ancak sözlü talimatları kavramakta zorlanırlar.
Kurallara uymaya ve disiplinli olmaya dikkat ederler. Bu nedenle karmaşık ve ne olacağı belli olmayan işlerde huzursuz olurlar.
Oldukça planlıdırlar. Geleceğe dair planlar yapmak onlara büyük keyif verir.
Zekâlarının fotografik bir yönü olduğu için, gördükleri şeyleri görüntü olarak belleklerine kaydederler ve görüntülü olarak hatırlarlar.
Okudukları metinin hatalarını çabuk fark ettikleri gibi en hızlı ve en doğru okuyan grupturlar.

2. İşitsel Öğrenme: İşiterek ve dinleyerek öğrenmeyi tercih eden öğrenciler bu gruba girer. Bu öğrenciler;

Konuşmayı oldukça severler. Bu nedenle öğretmenleri tarafından sıklıkla uyarılırlar.
İşitmediklerini anlamakta zorluk çektikleri için sessiz okumada zorlanırlar.
Konsantre olabilmeleri hiçbir sesin olmaması gerekir. Bu nedenle gürültülü ortamlarda bir şey öğrenemezler.
Okuma ve yazma becerileri sıkıntılı olsa da konuşma ve dinleme becerileri çok yüksektir.
İşiterek ve konuşarak öğrendikleri için yabancı dil öğrenmeye oldukça yeteneklidir. Hatta yaşadıkları yörenin şivesini de çok çabuk öğrenirler.
Müzikle araları oldukça iyidir. Şarkı sözlerini sadece dinleyerek öğrenebilirler.

3. Kinestetik Öğrenme:
Fiziksel temas kurarak ve yaparak-yaşayarak öğrenmeyi tercih eden öğrenciler bu gruba girer. Bu öğrenciler;

Görsel ve işitsel mesajları algılamakta oldukça zorlanırlar.
Akıllarında hareket enerjisi daha iyi kaldığı için, öğrenecekleri şeylerle kurdukları temas oranında öğrenirler.
Deney yolu ile öğrenme, bu öğrenciler için idealdir.
Bu öğrenciler başta tiyatro olmak üzere sanatın tüm branşlarında başarılı olabilirler.
Okul hayatında zorlanan bu öğrenciler, oldukça aktif oldukları için uzun süre oturamazlar. Bu nedenle de çoğu zaman yaramazlıkla suçlanırlar.
Derslerde parmak kaldırmak yerine, direkt konuya girerler. Hareket onların vazgeçilmez parçasıdır.
Omuzlarına dokunularak verilen mesajları daha çok severler. Nitekim onlarda konuşurlarken el ve kol hareketleri yaparlar.
Koridorlarda şakalaşan ve tepişenler kinestetik öğrencilerimizdir.

4. Sosyal Öğrenme:
Bazı öğrenciler de başkalarıyla sosyal etkileşim halinde daha iyi öğrenirler.

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Şunu unutmamak gerekir ki, öğrenme stili kadar kişinin en iyi öğrendiği ortamda öğrenmeyi etkilemektedir. Ses, ısı, ışık gibi birçok dış etmen öğrenme düzeyini etkilemektedir. Bu tip farklılıkları kendimize yönelteceğimiz birkaç soru ortaya çıkarabiliriz:

Tek başıma mı yoksa küçük bir grupla mı daha iyi öğreniyorum?
Herhangi bir konuyu öğretmenim mi anlatınca daha iyi öğreniyorum, yoksa arkadaşlarım mı?
Büyüklerimden mi yoksa yaşıtlarımdan mı daha iyi öğreniyorum?
Gündüz mü yoksa gece mi daha iyi öğreniyorum?
Bu ve benzeri sorulara vereceğimiz yanıtlar öğrenme stilimizi daha net bir şekilde ortaya koyacaktır. Ancak hiçbir insan tek bir öğrenme stiline sahip değildir. Hayatımızın farklı zamanlarında, farklı stillerde öğrendiğimiz olmuştur. Uzmanlar bunu genellikle şöyle ifade ederler; Birey 1.-3. sınıflarda kinestetik, 4.-7. sınıflarda işitsel, 8.–12. sınıflarda görsel özellikler göstermektedir.


KENDİMİZİ NE KADAR İYİ TANIRSAK, KİŞİSEL ÖZELLİKLERİMİZİ NE KADAR İYİ BİLİRSEK O DERECE BAŞARILI OLURUZ.
BU YÜZDEN ÇIKIŞ NOKTAMIZ ŞU OLMALI;
KENDİNİ BİL!
En son jade tarafından 27 Mar 2009, 14:14 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.


Düşünebiliyorum!
Öyle ise Varım ;)

Kullanıcı avatarı
jade
Acemi
Mesajlar: 59
Kayıt: 04 Mar 2009, 10:24
Konum: Sosyal Bilimler

Re: ''_Verimli Çalışma Yöntemleri_''

Mesaj gönderen jade » 27 Mar 2009, 14:10

Başarmak için Neler Yapılmalı?

BAŞARMAK İÇİN ...

PERSPEKTİFİNİZİ BELİRLEYİN


Ben gelecekte ne olmak istiyorum?
Gelecekte kendimi nerede görmek istiyorum?
Nasıl bir hayatın parçası olmak istiyorum?
Bu ve sizin bunlara benzer hazırlayacağınız sorular iş-aile-sosyal yaşantı perspektiflerine göre cevaplanmalıdır. Bu çalışma ideallerinizin anlaşılır ifadelerle ortaya çıkmasını sağlayacaktır.

NEDENLERİNİZİ BELİRLEYİN
Neden bunları yapmak istiyorum?
Bunları yaparsam gerçekten mutlu olabilecek miyim?
Bu tip sorular içine girdiğiniz zahmetli sürecin katlanılabilirlik düzeyini ortaya çıkaracaktır. Nedenleri sıralamak çoğu zaman sürecin daha iyi anlaşılmasını sağlayacağı gibi, alternatif çözüm yollarının da ortaya çıkmasını sağlayacaktır.
Kısacası nedenleri belirlemek “bize ilham verebilecek güçlerin ortaya çıkarılması” demektir.

HEDEFLERİNİZİ BELİRLEYİN
Her şeyden önce makul hedefler koyun. Gerçekçi olmayan hedefler sonunda düş kırıklıkları olan bir yolculuktan ibaret olacaktır.

Ana hedef, yolculuğun varacağı son noktadır. Bu son noktaya varıncaya kadar birçok duraktan geçilecektir. Bu duraklar hedefe ulaşıp ulaşmadığınızı, yakınlık-uzaklık derecenizi ortaya koyacaktır. Bu duraklar, sizin küçük ve yakın hedefleriniz olmalıdır.

Bu küçük hedefleri belirlerken kısa, orta ve uzun vadeli şeklinde üç aşamalı olmasına özen göstermelisiniz. Somut, ölçülebilir, mukayese edilebilir özellikleri olan bu küçük hedefler, zamandan bağımsız düşünülmemeli ve sizin iddianızı da ortaya koymalıdır.

Yapılan deneme sınavları bu işlem için, biçilmiş kaftandır. Düzenli ve belirli aralıklarla yapılan bu sınavlarda alınan dereceler bir grafik olarak sürekli göz önünde bulundurulursa ana hedefe olan uzaklık-yakınlık gayet iyi anlaşılacaktır.

MUTLAKA PLANLAMA YAPIN
Planlama hedeflerimizi belirleme aşaması ile iç içe geçmiş bir süreçtir. Kısa, orta ve uzun vadeli hedeflere nasıl ulaşacağının tanımlanması işlemine kısaca planlama denir.

Planlamayı günlük, haftalık ve aylık şekillerde düşünmeli ve bu plana uygun şekilde ilerlemeliyiz.

Planlanan faaliyetlerin gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğini sürekli kontrol etmeli, olanları ve olmayanları not etmeli, buna göre planlarımız sürekli gözden geçirmeliyiz.

Unutmamalıyız ki “çok çalışanın değil, planlı çalışanın başarılı olduğu” bir sistemle karşı karşıyayız.

PLANLARINIZI GERÇEKLEŞTİRİN
Hedefleri belirlemek ve planlar yapmak işin önemli bir kısmı. Ancak hepsi bu değil. İşin en önemli kısmı yapılan planların gerçekleştirilmesi.

Planlarınızı mutlaka gerçekleştirin. Sakın vazgeçmeyin. Evet yılgınlığa düştüğünüz, yoğun stres ve kaygı altında olduğunuz anlar mutlaka olacaktır. Ama bunların hepsi geçici şeyler. Sizin elinizde büyük bir perspektif ve büyük bir eylem planı var. Yeteri vazgeçmeden uygulayın.

Sistem size acımasız görünebilir. Ama unutmayın, en azından adil bir sistemle karşı karşıyasınız. Yani kararlılık sahibi olan herkesin istediğini yapabildiği bir durumla söz konusu. Hayat her zaman bu kadar adil değildir. Şimdi karar verme sırası sizde. Ancak başka seferlerde karar verme sizin elinizde olmayabilir. Lütfen bir kez daha düşünün. Planlarınızı ve hayallerinizi gerçekleştirmekten sakın uzaklaşmayın.


BAŞARILI İNSANLAR, HERKESİN BİLDİĞİ FAKAT HERKESİN YAPAMADIĞI ŞEYLERİ YAPANLARDIR.
SİZ BİLİYORSUNUZ.
LÜTFEN ŞİMDİ BİLDİKLERİNİZİ YAPIN
Düşünebiliyorum!
Öyle ise Varım ;)

Kullanıcı avatarı
jade
Acemi
Mesajlar: 59
Kayıt: 04 Mar 2009, 10:24
Konum: Sosyal Bilimler

Re: ''_Verimli Çalışma Yöntemleri_''

Mesaj gönderen jade » 27 Mar 2009, 14:13

Verimli Ders Çalışmak için Neler Yapılmalı?

Yıllardır öğrencilik yapıyorsunuz. Yani yıllardır ders çalışıyorsunuz. Peki, doğru şekilde çalışıyor musunuz? Sakın farkında olmadan kendi kendini ağır yükler altına sokmuş olmayasınız. Şimdi biz bir şeyler söyleyelim, siz de kendinizi gözden geçirin. Eğer sisteminizde hatalar varsa gelin birlikte düzeltelim.

Amacımız yıllardır alışıla geldik şekilde yaptığımız ders çalışma işini verimli hale dönüştürmek. Ya da daha teknik bir ifade ile, verimli ders çalışma yollarını öğrenmek.

Öncelikle şu kuralı unutmayın: Eğer verimli ders çalışma yollarını öğrenmek istiyorsak, bu amaca uygun olumlu alışkanlıkları kazanmaya kararlı olmamız gerekir. Hiçbir şey bir anda olmaz, her şey biraz çaba gerektirir.

Kararlılığımızın ilk göstergesi olarak ders çalışmamızı aksatan veya kolaylaştıran şeylerin bir listesini yapmalıyız. Buna bağlı olarak da listemizdeki olumsuz şeylerden biran önce kurtulmalıyız.

Unutmayın siz bir karar verdiniz. Öyle kolay pes etmek yok.

I-AMACINIZI BELİRLEYİN
Siz amacınızı zaten belirlediniz. Amacınız sınavda başarılı olmak. Fakat bu sizin uzun vadeli amacınız. Bu noktada daha kısa vadeli amaçlar belirlemelisiniz. Size en yakın deneme sınavında üst sıralarda yer almak gibi. Düzenli ve belirli aralıklarla yapılan bu sınavlarda alınan dereceler bir grafik olarak sürekli göz önünde bulundurulursa, ana hedefe olan uzaklık-yakınlık gayet iyi anlaşılacaktır.

II-PLANLI ÇALIŞIN
Çoğu zaman birden fazla dersle boğuşmak durumunda kalıyorsanız ve kendinizce bir sıralama yapıp, işi en makul sürede bitiremiyorsanız planlı çalışma konusunda sıkıntılarınız var demektir. Böylesi bir kontrolünüzü kaybetmenize ve dolayısıyla dikkatinizi odaklayamamanıza sebep olacaktır.

Böylesi bir problemin üstesinden gelmenin tek yolu bir program dâhilinde çalışmaktır. Bu program neden, zaman ve mekân probleminizi ortadan kaldıracaktır.

Çalışma programınızı günlük, haftalık ve aylık olarak tasarlamalısınız. Bu program şu sorulara cevap verebilmeli:

Hangi dersler, haftanın hangi günleri çalışılacak?
Geçmiş konular, ne zaman tekrar edilecek?
Sınavlar ne zaman olacak?
Hazırlanması gereken ödevler var mı, ne zaman teslim edilecek?
Planda yer alan fakat gerçekleştirilemeyen faaliyetler ne zaman gerçekleştirilecek?
Ders dışı etkinlikler, ne zaman olacak?
III- ZAMANI VERİMLİ KULLANIN
Sizin için en uygun zamanı yine siz bilirsiniz. Çünkü herkesin içindeki zaman farklı çalışır. Kimimiz için uyku saati kimimiz için çalışma saati olabilmektedir. Sabah çok erken uyanan öğrencinin durumu buna örnek olarak gösterilebilir.

Fakat biz burada genel bir tablo çizebiliriz. Her şeyden önce zaman sizi yönetmesin, siz zaman yönetin. Yani zamanı okumayı bilin. Zamanı okumak demek, saatin kaç olduğunu bilmek demek değildir. Zamanı okumak, neyin ne zaman olacağını tasarlamak ve uygulamak demektir. Yani çalışma programına uymak ve her şeyi kontrol altında tutabilmek.

Belirli zaman aralıklarına göre yaptığınız çalışma programının da sizi tüketmesine izin vermeyin. Programın zamanına da siz karar verin. Örneğin bir saat çalıştıktan sonra 10 dakikalık mola gayet sağlıklı olacaktır. Bu sayede zamanı verimli ve tutumlu şekilde kullanmış olursunuz. Ayrıca bu zaman tasarımınızda mutlaka kendinize zaman ayırın. Dinlenin, eğlenin fakat abartmayın. Unutmayın siz bize lazımsınız.

IV-PERFORMANSINIZI KORUYUN
Size en uygun çalışma programını yaptıktan ve buna uymayı kavradıktan sonra belirli bir performans düzeyi yakalayacaksınız. Bu sizin ortalama performansınız olacaktır.

Deneme sınavlarındaki durumunuza göre performansınızda değişimler olabilir. Bu gayet normal bir durumdur. Ancak bu performansın pozitif seviyede olmasına dikkat edilmelidir. Yani ortalama çalışma sürenizin altına indiğiniz zaman kontrol dışı olarak performansınız düşecek ve iki deneme sınavı arasındaki ilişki komedi düzeyine ulaşabilecektir. Aman dikkat. Bu yüzden mutsuz olan birçok kişi tanıyoruz. Sakın bu kişilerden biri de siz olamayın.

V-EN UYGUN ORTAMDA ÇALIŞIN
Kendinizi en rahat hissettiğiniz ortamda çalışın. Fakat bu ortamda bazı şeylere dikkat edin: Bu ortam sade, dikkat çekici şeylerin olmadığı, gürültüden ve ev içi trafikten uzak, sabit ve dingin bir köşe olmalıdır. Dengesiz ısı ve ışık gibi fiziksel reaksiyonlara sebep olabilecek şeylerden de uzak olmalıdır.

Çalışma pozisyonunuz yataylaştıkça, dikkatin toplanması güçleşecek, çalışılan konunun kavranması daha çok zaman olacaktır. Böylece zaman yönetim programınız suya düşecektir.

Size özel bir yerin olmaması, çalışmamanın ve başarısızlığın bir nedeni olarak gösterilemez. Olumsuz koşullarda da ders çalışmayı öğrenmek gerekebilir. Hayat her zaman aynı imkânları sunmaz.

VI- DİKKATİNİZİ ODAKLAYIN
Dikkatimizi odaklayabilmek için şunları yapmalıyız:

Sevilen ve ilgi duyulan konuları öncelikli olarak çalışmak,
Çalışmalarımızı hep aynı mekânda yapmak,
Gürültüden uzak kalmak,
Oturarak çalışmak,
Çalışma masasında ihtiyaç duyabileceğimiz şeyler dışında bir şey bulundurmamak,
Çalışma mekânının sıcaklığını sabit tutmak ( 18–20 derece ideal sıcaklıktır),
Belirli bir program dâhilinde çalışmak,
Her etabın bitiminde çalışma programına çentik atmak,
Her molada yeterince dinlenebilmek,
İdeallerimizi ve getirilerini düşünmek bizleri hedefimize odaklayacaktır.
VII-DERSE GİRMEDEN BİR ÖN HAZIRLIĞINIZ OLSUNŞunu unutmayalım: Etkin olarak katılım sağladığımız derslerin zihnimizdeki kalıcılığı daha fazladır. Yani o gün işlenecek konu hakkında bir ön hazırlığımız ve zihnimizde o konuya dair ipuçlarımız ve sorularımız varsa, o konuyu daha iyi öğrenebiliriz. Bu nedenle, önceden yapacağımız çalışmalar işlerimizi kolaylaştıracaktır.

Derslerde pasif, sadece dinleyici konumunda kalmak çoğu zaman dersi derste öğrenmeyi güçleştirir. Bu problemin ortadan kalkması ise fazladan çalışmayı gerektirir.

Her derste söyleyeceğimiz sözler ve soracağımız sorular olmalı. Cebimizdeki kelimeler önce öğrenmemizi, sonra hayatımızı kolaylaştıracaktır.

VIII-MUTLAKA NOT TUTUN
Her eğitim kurumunun kendi programına uygun olarak hazırladığı kitapları vardır. Ancak bunların hiçbiri, derslerde tutacağımız notların yerini alamaz. Çünkü kitaplarda ses ve vurgu yoktur. Bir ders işlenirken öğretmenin o anda yaptığı vurgu, sınavla ilgili bir ipucu demektir. Bu kuralıda her öğrenci bilir, fakat yine de not tutmaz.

Bunun temel nedeni not tutmayı bilmemektir. Birçok öğrenci not tutmayı, öğretmenin ağzından çıkan her sözün yazıya dökülmesi olarak düşünür. Hatta özellikle üniversitelerde, derslerin bant kayıtlarının yapıldığı olur. Bu tamamen yanlış bir tutumdur.

Duyduğunuz her şeyi yazmayın, anladığınız gibi yazın. O günkü konu hakkında yeteri kadar uyarılmadan, en azından konunun ana fikrini kavrayıncaya kadar yazma işine girişmeyin. Dinlemeye ve kavramaya öncelik verin, yazmak ikinci işiniz olsun. Konu şekiller yardımı ile anlatılıyorsa –formül, geometri, grafik gibi- notlarınız arasında mutlaka bunlar da olsun. Veciz sözler aynen yazılmalı ve yazınız okunaklı olmalı. Sonradan bir de şifre çözme işiyle uğraşmayın. Not tutma esnasında renkli kâğıtlar ve kalemler kullanmak, öğrenmeyi zevkli hale getirebileceği gibi kolaylaştıracaktır da.

X-DÜZENLİ ARALIKLARLA TEKRARLAR YAPIN Öğrenmek bir şey ise, öğrenilen şeyi unutmamak çok şeydir. Sonuç itibariyle unutulan bilginin hiçbir hükmü yoktur.

Düzenli aralıklarla yapılan tekrarlar unutmayı engelleyecektir. Zaten günlük, haftalık ve aylık olarak tasarladığımız çalışma programımızda düzenli tekrara yer vermiştik. Demek ki yapmamız gereken şey, çalışma programımızda yer alan tekrarları yapmaktır.

Tekrar etmek demek, bazen bir konuyu çalışmak, bazen ise o konu ile ilgili test çözmektir. Bunların dengesini öğrenci öğretmenleri ile beraber hazırlamalıdır.

Düzenli aralıklarla yapılacak tekrarlar, sınavlara hazırlıktaki en önemli aşamalar
Düşünebiliyorum!
Öyle ise Varım ;)

Kullanıcı avatarı
jade
Acemi
Mesajlar: 59
Kayıt: 04 Mar 2009, 10:24
Konum: Sosyal Bilimler

Re: ''_Verimli Çalışma Yöntemleri_''

Mesaj gönderen jade » 27 Mar 2009, 14:15

HANGİ DERS NASIL ÇALIŞIR?

TÜRKÇE

Türkçe dersi birçok öğrenci tarafından yalnız başına halledilecek bir ders olarak düşünülmektedir. Oysa bu yanlış bir varsayımdır. Belki matematik veya fizik kadar bir öğreticiye ihtiyaç yoktur ama genç ve tecrübesiz bir öğrencinin soruya bakış tarzı ile profesyonel bir öğretmenin soruya bakış tarzı arasında da dağlar kadar fark vardır.
Türkçe sorularının büyük bir kısmı bilgi gerektirmektedir. Edebiyat, dilbilgisi, kelime ve cümle bilgisi soruları, öğrencinin Türkçeyi ne derece bildiğini ölçmeye yöneliktir. Anlatım bozuklukları ve paragraf soruları ise öğrencinin dilini ne derece anladığını ve ne kadar fonksiyonel kullandığını, kavrama gücü, ilişki kurma yeteneğini ortaya çıkarmaya yöneliktir.
Bu nedenlerle Türkçe dersi, tek başına halledilebilecek bir ders değildir. Türkçe dersinde de bilgi, diğer dersler gibi dinleme, anlama, pratik yapma yöntemleriyle kazanılacaktır. Yoruma dayalı alanlardaki başarı ise bakış açınızın geliştirilmesi ile mümkündür. Bakış açısı ise farklı metinler okuyarak geliştirilebilir.
MATEMATİK

Öğretmeninizin anlattığı konuları mutlaka dikkatli bir şekilde dinleyiniz.
Dinleme esnasında öğretmeninizin dikkat çektiği, önemli olduğunu söylediği yerleri mutlaka özenle gözden geçiriniz.
Ders esnasında çözülen örnek sorulara dikkat edin.
Matematik dersinde genellikle anlatım azdır. Dersin başlangıcında öğretmen o konunun kurallarını verir –bu süre genellikle 10 dakikayı geçmez- daha sonra o kuralla ilgili örnek soruların çözümüne geçilir. Verilen kuralı kavramadan, soruları çözmek imkânsızdır. Bu nedenle kuralı iyice kavramalı, anlaşılmayan yerler defalarca sorulmalı, en son olarak soru çözümlerine yönelmelidir.
Eğer bir sınıf ortamında değilde, yalnız başına çalışılıyorsa, yine önce kural öğrenilmeli, fakat daha sonraki adımda örnek soruların çözümleri dikkatle incelenmelidir.
Bu kavrama sürecinden sonra artan sayılarda test çözülmeli ve böylece farklı soru tipleri üzerinde hız kazanılmalıdır.
Çözemediğiniz soruların yanıtlarını mutlaka aramalısınız. Çözemediğiniz her soru hanenize bir eksi olarak yansıyacağından mutlaka çözümlere ulaşmalısınız.
Farklı yayınları takip etmek, değişik soru tiplerini görmede size yardımcı olacaktır. Bu nedenle tek bir kitaptan değil, değişik kitap ve dergilerden de yararlanmaya çalışın.
Matematik dersi ilk başlarda çekilmez bir ders olarak düşünülebilir. Konunun temel formülü bir öğreticiden (okul-dershane-değişik yayınlar) öğrenildikten sonra, bol pratik yapmak, yüksek sayılarda soru çözmek işinizi kesinlikle kolaylaştıracaktır.
Testler arasında ayrım yapmamalısınız. “Bu soru kolaymış ben bunu çözerim” diyerek başınızdan def etmek veya “bu soruda amma zormuş, kim uğraşacak şimdi bununla” demek doğru davranış değildir. Gördüğünüz her soruya mutlaka zaman ayırmalısınız.
Deneme sınavları durumunuzu açık ve net bir şekilde ortaya koyacaktır. Bu nedenle denemeleri önemseyin ve bu sınavlarla açığa çıkan eksiklerinizi en kısa sürede telafi etmenin yollarını arayın.
SOSYAL BİLİMLER (TARİH, COĞRAFYA, FELSEFE GRUBU)

Sosyal bilimler soruları genellikle öğrencilerin zorlanmadan çözebilecekleri sorulardır. Bunun temel nedeni ise sosyal bilimlere ait bilgilerin içselleştirilmesi, yani öğrenilenlerin gerçek-somut hayatla özdeşleştirilmesidir.
Sosyal bilimler konuları genellikle bir kez öğrenildikten sonra akılda kalıcılık gösterirler. Fakat yinede öğrenme sürecinden sonra bol tekrar yapmak gerekmektedir.
Farklı tiplerde soru çözmek, öğrenciye hız kazandıracaktır. Bu hız ise sınav anında çok işe yarayacaktır. Sosyal bilimleri hızlı bir şekilde geçmek diğer sorulara daha fazla zaman ayırmak demektir. Fakat unutmayın ki tüm rakipleriniz böyle düşünüyordu.
Sosyal bilimler soruları genellikle önceki yıllarla paralellikler gösterirler. Çıkabilecek sorular tahmin edilebilir nitelikte olduğu için, bu tahmini en iyi dershane öğretmenleri yapabilirler. Bu nedenle öğretmenimiz can kulağıyla dinlemekte büyük fayda var.
Coğrafya bölümüne ait soruların sayısal değerler taşıması ve grafiklerin önemli bir yer tutması, tarih bölümüne ait sorularda da kronoloji bilgisi gerekebildiği için, bazı bölümlerin bellenmesinde büyük fayda vardır.
FEN BİLİMLERİ (FİZİK, KİMYA, BİYOLOJİ)

Fen bilimlerine ait soruların tamamına yakını öğrenmeye dayalı, bilgi sorularıdır. Yorum gücü çok az bir yer tutar. Bu nedenlerle fen bilimleri öğrencinin iyi çalışmasını gerektiren bölümlerdir.
Öğrencinin fen bilimlerine girmeden önce yapacağı küçük hazırlıklar onun öğrenmesini kolaylaştıracaktır. Önceden o konuya hazırlanmak demek öncelikle o konuyu okumaya dayanır. Anacak biyoloji dersi için okuma pozitif bir etki gösterirken, fizik dersi için aynı etkiyi göstermeyebilir. Bu sizi yıldırmasın. Fiziğin kendi içerisindeki mantık, göz aşinalığı ile daha kolay anlaşılabilecektir. Bir şekli veya bir grafiği önceden bir kez görmek bile işlerinizi kolaylaştıracaktır. Özellikle koyu puntolarla vurgulanan kısımları gözden geçirmek, formüllere şöyle bir göz atıp, bu konu hakkında zihninizde oluşan soruları bir kenara yazmak bile sizi, bu işlemleri yapmayan arkadaşlarınızdan ayıracaktır.
Dersleri düzenli takip etmeyi hiç aksatmayın. Derslerde öğretmeniniz anlatırken dikkatli dinleyin ve notlar alın. Konu anlatımının sonunda önceden hazırladığınız veya ders anında aklınıza takılanları mutlaka sorun. Soru sormaktan hiç çekinmeyin. Öğretmenlerin hazırladıkları sorular yardımıyla konuyu öğrenmeye çalışan öğrencileri sevdiğini de sakın unutmayın.
Derslerinizi bir program dâhilinde tekrar edin. Konuyu iyice öğrendiğinizi anladığınızda test çözmeye yönelin. İlk başlarda düzenli tekrarları ve testleri bir arada götürmek zorunda kalacaksınız. Fakat zamanla tek işiniz test çözmek olacaktır. Bu evrede de ne kadar test çözdüğünüz önem kazanacaktır.
Fen bilimlerinde konular yığınsaldır. Yani her bilgi bir öncekinin üzerine inşa edilir. Bu yüzden bir konuyu iyice anlamadan diğer konuya geçemeyin. Eğer böyle bir hata yaparsanız, her konuyu birazcık biliyor olacaksınız. Bu da hiçbir işe yaramayacaktır.
Düşünebiliyorum!
Öyle ise Varım ;)

Cevapla

“Yeni Forum Konuları Oluşturun” sayfasına dön