Yalan söylemek istemezdim!
Gönderilme zamanı: 20 Şub 2015, 16:16
Şimdi anlatacağım olayın aslında pek bir sır yanı yok
sevdiğim insanlara anlatmışımdır dostlarıma, aileme...şu anda burda anlatarakta bu yelpaze genişleycek farkındayım...
Ürkek, çekingen bir kız çocuğu her sabah okula geç kalan ben
genellikle sabahçı olduğum yıllarda hava kapalı olur ve gittiğimde okulun lambaları yanardı, öğretmenim masasında oturup ilk derse başlamış olurdu
ben kapı deliğinden bakarkene...
Aslında şimdiki tabirle sınıfın eziklerinden biriydim
gelelim yaşadığım ve hayatımın ilk mahcubiyet anlarına...Okulda her yıl yapılan yardım bağış toplama gününe
Öğretmenimizin elinde zarflarla sınıfa girişi...herkes aldı tabiki bende ama nedense tedirgin şekilde zarfı almıştım önceki yıllarda eve götürdüğümde zarfın içine para istediğimde karşılaşacağım ''paramız yok'' kelimesini duymak istemiyordum...
Bu yüzden aklıma bir fikir geldi
zarfı yok edip götürmesemde olur
O an heralde sonrasını düşünecek kadar akıllı değildim
Öğretmenimizin zarfları istediği günde benim soğuk terler dökmenin ne dmek olduğunu ilk hissettiğim anlar oldu...Öğretmenim benim zarfı iade etmediğimi anlamıştı beni tahtaya kaldırdı...
-Hesapla bakalım kızım
Tahtada hesaplıyordum topluyordum çıkarıyordum ama sonuçta bir eksik kalıyordu!
Tüm sınıfın önünde yalancı çıkıyordum ama tabi o an kime anlatabilirdim ki! Aslında parasızlığın para yok diyen bir anneye 1 lira da olsa ver diyememin ve o çocuk aklımla yük olmak istemememin düşüncesini!..o an beni anlarmıydılar!
Ya da ben anlatabilirmiydim o ürkek çekingen halimle?
Öğretmenim sınıfa seslenip zarfı verdiğini gören oldumu diye sordu?
Kafamı kum olsa kuma sokacaktım ama o anda bir ses duydum!
Hatice- Ben gördüm zarfı verirken benim önümdeydi
O çocuk dünyamda ilk yalanımı ve sonunda yalanın nasıl ayağıma dolağındığını öğrendiydim...sebebim vardı ama kendimi ifade edebilen bir çocuk olsaydım o an zarfı hiç almayıp paramız yok derdim!
Aslında para yok değildi ama çocuk dünyamda ev ortamında geçen konuşmalarda benim algıladığım buydu!

Ürkek, çekingen bir kız çocuğu her sabah okula geç kalan ben


Aslında şimdiki tabirle sınıfın eziklerinden biriydim

Öğretmenimizin elinde zarflarla sınıfa girişi...herkes aldı tabiki bende ama nedense tedirgin şekilde zarfı almıştım önceki yıllarda eve götürdüğümde zarfın içine para istediğimde karşılaşacağım ''paramız yok'' kelimesini duymak istemiyordum...
Bu yüzden aklıma bir fikir geldi



-Hesapla bakalım kızım

Tahtada hesaplıyordum topluyordum çıkarıyordum ama sonuçta bir eksik kalıyordu!
Tüm sınıfın önünde yalancı çıkıyordum ama tabi o an kime anlatabilirdim ki! Aslında parasızlığın para yok diyen bir anneye 1 lira da olsa ver diyememin ve o çocuk aklımla yük olmak istemememin düşüncesini!..o an beni anlarmıydılar!
Ya da ben anlatabilirmiydim o ürkek çekingen halimle?
Öğretmenim sınıfa seslenip zarfı verdiğini gören oldumu diye sordu?
Kafamı kum olsa kuma sokacaktım ama o anda bir ses duydum!
Hatice- Ben gördüm zarfı verirken benim önümdeydi
O çocuk dünyamda ilk yalanımı ve sonunda yalanın nasıl ayağıma dolağındığını öğrendiydim...sebebim vardı ama kendimi ifade edebilen bir çocuk olsaydım o an zarfı hiç almayıp paramız yok derdim!
Aslında para yok değildi ama çocuk dünyamda ev ortamında geçen konuşmalarda benim algıladığım buydu!