SAFAHAT'tan

Sanat ve edebiyat bölümü...
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Yağmur damlaları
Onursal Üye
Mesajlar: 3707
Kayıt: 04 Kas 2008, 10:25
Konum: Mezunlar zümresine dahil!

SAFAHAT'tan

Mesaj gönderen Yağmur damlaları » 13 Ağu 2011, 09:02

BÜLBÜL

Bütün dünyâya küskündüm, dün akşam pek bunalmıştım;
Nihayet, bir zaman kırlarda gezmiş, köyde kalmıştım.
Şehirden kaçmak isterken sular zaten kararmıştı,
Pek ıssız bir karanlık sonradan vâdiyi sarmıştı.
Işık yok, yolcu yok, ses yok, bütün hılkat kesilmiş lâl...
Bu istiğrâkı tek bir nefha olsun etmiyor ihlâl
Muhîtin hâli 'insâniyyet'in timsâlidir, sandım;
Dönüp mâzîye tırmandım, ne hicranlar, neden andım!

Taşarken haşrolup beynimden artık bin müselsel yâd,
Zalâmın sinesinden fışkıran memdûd bir feryâd,
0 müstağrak, o durgun vecdi nâgâh öyle coşturdu
Ki vâdiden bütün, yer yer, enînler çağlayıp durdu.
Ne muhrik nağmeler, yâ Rab, ne mevcâmevc demlerdi;
Ağaçlar, taşlar ürpermişti, gûya Sûr-i Mahşerdi!

-Eşin var, âşiyanın var, baharın var, ki beklerdin;
Kıyâmetler koparmak neydi, ey bülbül, nedir derdin?

0 zümrüd tahta kondun, bir semâvî saltanat kurdun;
Cihânın yurdu hep çiğnense, çiğnenmez senin yurdun,
Bugün bir yemyeşil vâdi, yarın bir kıpkızıl gülşen,
Gezersin, hânmânın şen, için şen, kâinatın şen.
Hazansız bir zemin isterse, şâyed rûh-i ser-bâzın,
Ufuklar, bu'd-i mutlaklar bütün mahkûm-i pervâzın.
Değil bir kayda, sığmazsın - kanadlandım mı - eb'âda;
Hayâtın en muhayyel gayedir ahrâra dünyâda,
Neden öyleyse mâtemlerle eyyâmın perîşandır?
Niçin bir damlacık göğsünde bir umman hurûşandır?
Hayır, mâtem senin hakkın değil... Mâtem benim hakkım:
Asırlar var ki, aydınlık nedir, hiç bilmez âfâkım!

Tesellîden nasîbim yok, hazân ağlar bahârımda;
Bugün bir hânmansız serseriyim öz diyârımda!

Ne husrandır ki: Şark'ın ben vefâsız, kansız evlâdı,
Serâpâ Garba çiğnettim de çıktım hâk-i ecdâdı!
Hayâlimden geçerken şimdi, fikrim herc ü merc oldu,
SALÂHADDÎN-İ EYYÛBÎ'lerin, FATİH'lerin yurdu.
Ne zillettir ki: nâkûs inlesin beyninde OSMAN'ın;
Ezan sussun, fezâlardan silinsin yâdı Mevlâ'nın!
Ne hicrandır ki: en şevketli bir mâzi serâp olsun;
O kudretler, o satvetler harâb olsun, türâb olsun!
Çökük bir kubbe kalsın ma'bedinden YILDIRIM Hân'ın;
Şenâatlerle çiğnensin muazzam Kabri ORHAN'ın!
Ne heybettir ki: vahdet-gâhı dînin devrilip, taş taş,
Sürünsün şimdi milyonlarca me'vâsız kalan dindaş!
Yıkılmış hânmânlar yerde işkenceyle kıvransın;
Serilmiş gövdeler, binlerce, yüz binlerce doğransın!
Dolaşsın, sonra, İslâm'ın harem-gâhında nâ-mahrem...
Benim hakkım, sus ey bülbül, senin hakkın değil mâtem!

MEHMET AKİF ERSOY


Unutma!Yalnız başına beni yıkabilen tek kişi sensin.

Anneliğin mukaddesliği gece yarısı uyandığı uykudadır.

Deliyi adam edemeyiz ama adamı deli ederiz!

Dost acı söyleyen değil,acıyı tatlı dille söyleyebilendir!

Ya insana gül ver yada gülüver.

Kullanıcı avatarı
Yağmur damlaları
Onursal Üye
Mesajlar: 3707
Kayıt: 04 Kas 2008, 10:25
Konum: Mezunlar zümresine dahil!

Re: SAFAHAT'tan

Mesaj gönderen Yağmur damlaları » 13 Ağu 2011, 13:54

Zulmü Alkışlayamam

Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdadıma saldırdımı,hatta boğarım!...
-Boğamazsın ki!
-Hiçolmazsa yanımdan kovarım.
Üçbuçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam;
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.
Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale;
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale!
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
Kanayan bir yara gördümmü yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırmada geç git, diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu...
İrticanın şu sizin lehçede ma'nası bu mu?
Unutma!Yalnız başına beni yıkabilen tek kişi sensin.

Anneliğin mukaddesliği gece yarısı uyandığı uykudadır.

Deliyi adam edemeyiz ama adamı deli ederiz!

Dost acı söyleyen değil,acıyı tatlı dille söyleyebilendir!

Ya insana gül ver yada gülüver.

Kullanıcı avatarı
Yağmur damlaları
Onursal Üye
Mesajlar: 3707
Kayıt: 04 Kas 2008, 10:25
Konum: Mezunlar zümresine dahil!

Re: SAFAHAT'tan

Mesaj gönderen Yağmur damlaları » 13 Ağu 2011, 17:14

BİR GECE

On dört asır evvel yine bir böyle geceydi
Kumdan ayınon dördü bir öksüz çıkıverdi
Lakin o ne hüsrandı ki hissetmedi gözler
Halbuki kaç bin senedir bekleşmedelerdi
Nerden görecekler göremezlerdi tabi
Bir kere zuhur ettiği çöl en sapa yerdi
Bir kere de ma'mure-i dünya ozamanlar
Buhranlar içindeydi bugünden de beterdi
Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta
Dişsiz mi bir insan onu kardeşleri yerdi
Fevza bütün afakını sarmıştı zeminin
Salgındı bugün Şark'ı yıkan tefrika derdi

Derken büyüyüp kırkına gelmişti ki öksüz
Başlarda gezen kanlı ayaklar suya erdi
Bir nefhada kurtardı insanlığı o masum
Bir hamlede kayserleri kisraları serdi
Aczin ki, ezilmekti bütün hakkı, dirildi
Zulmün ki, zeval akılına gelmezdi, geberdi
Alemlere rahmetti evet şer-i mübini
Şehbalini adl isteyenin yurduna gerdi
Dünya neye sahipse onun vergisidir hep
Medyun O'na cemiyeti medyun O'na ferdi
Medyundur o masuma bütün bir beşeriyyet
Ya Rab! Bizi mahşerde bu ikrar ile haşret


Mehmet Akif Ersoy
Unutma!Yalnız başına beni yıkabilen tek kişi sensin.

Anneliğin mukaddesliği gece yarısı uyandığı uykudadır.

Deliyi adam edemeyiz ama adamı deli ederiz!

Dost acı söyleyen değil,acıyı tatlı dille söyleyebilendir!

Ya insana gül ver yada gülüver.

Kullanıcı avatarı
gülbeyaz
Doçent
Mesajlar: 926
Kayıt: 24 Mar 2010, 16:14

Re: SAFAHAT'tan

Mesaj gönderen gülbeyaz » 14 Ağu 2011, 15:23

benim elimdede safahat kitabı var ama açıp okumadım hiç ama yazdıların çok güzel en kısa zamanda bailıyacağım bu kitaba

Kullanıcı avatarı
Yağmur damlaları
Onursal Üye
Mesajlar: 3707
Kayıt: 04 Kas 2008, 10:25
Konum: Mezunlar zümresine dahil!

Re: SAFAHAT'tan

Mesaj gönderen Yağmur damlaları » 14 Ağu 2011, 19:12

gülbeyaz yazdı:benim elimdede safahat kitabı var ama açıp okumadım hiç ama yazdıların çok güzel en kısa zamanda bailıyacağım bu kitaba
evet Gülbeyaz bu şiirler çok şey anlatıyor mutlaka okumanı öneririm.Benimde pek ilgim yoktu ama Ertuğrul Erkişi'nin Safahattan Şarkılar isimli albümünü dinledikten sonra merak sardım...Dinlemeni tavsiye ederim.
Unutma!Yalnız başına beni yıkabilen tek kişi sensin.

Anneliğin mukaddesliği gece yarısı uyandığı uykudadır.

Deliyi adam edemeyiz ama adamı deli ederiz!

Dost acı söyleyen değil,acıyı tatlı dille söyleyebilendir!

Ya insana gül ver yada gülüver.

Kullanıcı avatarı
Yağmur damlaları
Onursal Üye
Mesajlar: 3707
Kayıt: 04 Kas 2008, 10:25
Konum: Mezunlar zümresine dahil!

Re: SAFAHAT'tan

Mesaj gönderen Yağmur damlaları » 15 Ağu 2011, 09:45

ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE

Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi.
-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya-
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde-gösterdiği vahşetle 'bu: bir Avrupalı'
Dedirir-Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!
Eski Dünyâ, yeni Dünyâ, bütün akvâm-ı beşer,
Kaynıyor kum gibi, mahşer mi, hakikat mahşer.
Yedi iklimi cihânın duruyor karşında,
Avusturalya'yla beraber bakıyorsun: Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk:
Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.
Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ...
Hani, tâuna da züldür bu rezil istilâ!
Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûk-i asil,
Ne kadar gözdesi mevcûd ise hakkıyle, sefil,
Kustu Mehmedciğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına.
Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz...
Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz.
Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbâb,
Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb.

Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a'mâkı;
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
Atılan her lağamın yaktığı: Yüzlerce adam.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer;
O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer...
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara vâdilere, sağnak sağnak.
Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller,
Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller.
Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,
Sürü halinde gezerken sayısız teyyâre.
Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!
Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal'â mı göğsündeki kat kat iman?
Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm?
Çünkü te'sis-i İlahi o metin istihkâm.

Sarılır, indirilir mevki-i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun'-i beşer;
Bu göğüslerse Hudâ'nın ebedi serhaddi;
'O benim sun'-i bedi'im, onu çiğnetme' dedi.
Asım'ın nesli...diyordum ya...nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmiyecek.
Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...
O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar,
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi...
Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmiyecek makberi kimler kazsın?
'Gömelim gel seni tarihe' desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb...
Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.
'Bu, taşındır' diyerek Kâ'be'yi diksem başına;
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ namıyle,
Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan,
Yedi kandilli Süreyyâ'yı uzatsam oradan;
Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına,
Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,
Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hâtırana.
Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddin'i,
Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran...
Sen ki, İslam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, rûhunla beraber gezer ecrâmı adın;
Sen ki, a'sâra gömülsen taşacaksın...Heyhât,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana âğûşunu açmış duruyor Peygamber.


Mehmet Akif Ersoy
Unutma!Yalnız başına beni yıkabilen tek kişi sensin.

Anneliğin mukaddesliği gece yarısı uyandığı uykudadır.

Deliyi adam edemeyiz ama adamı deli ederiz!

Dost acı söyleyen değil,acıyı tatlı dille söyleyebilendir!

Ya insana gül ver yada gülüver.

Kullanıcı avatarı
Yağmur damlaları
Onursal Üye
Mesajlar: 3707
Kayıt: 04 Kas 2008, 10:25
Konum: Mezunlar zümresine dahil!

Re: SAFAHAT'tan

Mesaj gönderen Yağmur damlaları » 15 Ağu 2011, 21:02

ÇOCUKLARA

Ne odunmuş babanız: Olmadı bir baltaya sap!
Ona siz benzemeyin, sonra ateştir yolunuz.
Meşe halide yaşanmaz, o zamanlar geçti;
Gelen incelmiş adam devri, hemen yontulunuz.
Ama dikkatli olun: Bir kafanız yontulacak;
Sakın aldanmayın: İncelmeye gelmez kolunuz!


Mehmet Akif Ersoy
Unutma!Yalnız başına beni yıkabilen tek kişi sensin.

Anneliğin mukaddesliği gece yarısı uyandığı uykudadır.

Deliyi adam edemeyiz ama adamı deli ederiz!

Dost acı söyleyen değil,acıyı tatlı dille söyleyebilendir!

Ya insana gül ver yada gülüver.

Kullanıcı avatarı
Yağmur damlaları
Onursal Üye
Mesajlar: 3707
Kayıt: 04 Kas 2008, 10:25
Konum: Mezunlar zümresine dahil!

Re: SAFAHAT'tan

Mesaj gönderen Yağmur damlaları » 16 Ağu 2011, 16:32

EY YOLCU,UYAN!


‎ ''Allah'a dayandım! '' diye sen çıkma yataktan...
Ma'na-yı tevekkül bu mudur? Hey gidi nadan!
Ecdadını, zannetme, asırlarca uyurdu;
Nerden bulacaktın o zaman eldeki yurdu?
Üç kıt'ada, yer yer, kanayan izleri şahid:
Dinlenmedi bir gün o büyük nesl-i mücahid.
Alemde ''tevekkük'' demek olsaydı ''atalet''
Miras-ı diyanetle yaşar mıydı bu millet?
Çoktan kürenin meş'al-i tevhidi sönerdi;
Kur'an duramaz, Nezd-i İlahi'ye dönerdi.

''Dünya koşuyor'' söz mü? Beraber koşacaktın;
Heyhat, bütün azmi sen arkanda bıraktın!
Madem ki uyandın o medid uykulardan,
Bir parçacık olsun, hadi, hiç yoksa, kımıldan.
Dünya koşuyorken yolun üstünde yatılmaz;
Davranmayacak kimse bu meydana atılmaz.
Müstakbeli bul, sen de koşanlarla bir ol da;
Maziyi, fakat, yıkmaya kalkışma bu yolda.
Ahlafa döner, korkarım, eslafa hücumu:
Mazisi yıkık milletin atisi olur mu?

Ey yolcu, uyan! Yoksa çıkarsın ki sabaha:
Bir kupkuru çöl var; ne ışık var, ne de vaha!


Mehmet Akif Ersoy
Unutma!Yalnız başına beni yıkabilen tek kişi sensin.

Anneliğin mukaddesliği gece yarısı uyandığı uykudadır.

Deliyi adam edemeyiz ama adamı deli ederiz!

Dost acı söyleyen değil,acıyı tatlı dille söyleyebilendir!

Ya insana gül ver yada gülüver.

Kullanıcı avatarı
kripton
Onursal Üye
Mesajlar: 3333
Kayıt: 24 Ara 2009, 20:15
Konum: MEZUN

Re: SAFAHAT'tan

Mesaj gönderen kripton » 17 Eyl 2011, 21:13

Ben safahat ı okudum ve çok beğendim. Gerçekten yürekten hissedilerek yazıldığı belli oluyor.
Resim

Cevapla

“Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler” sayfasına dön