Kahraman TAZEOĞLU şiirleri...

Sanat ve edebiyat bölümü...
Kullanıcı avatarı
Ayşe qüL
Doçent
Mesajlar: 900
Kayıt: 15 Kas 2011, 07:26

Re: Kahraman TAZEOĞLU şiirleri...

Mesaj gönderen Ayşe qüL » 05 Mar 2012, 11:32

Yazmak için yaşamak mıydı hayatın felsefesi, yaşamak için yazmakta mıydı özeti...

Çok kez yazdıklarımın ana temasını oluştururken sen, yaşanmışlıklar üstüne kurulu idi eylemlerim... Hep üç noktalarla biterdi cümlelerim... Özlemlerimi sitemlerimi...n arasına sıkıştırır, haykırışlarımı parantez içlerinde sessizce dile getirirdim...

Sen hiç, bir şeyin olmayacağını bildiğin halde tekrar ve tekrar denedin mi?

Ben denedim, olmadı. Yazıya giden her yol senden, sana dönen her köşe acıdan geçiyor... Ne sana dokunmadan ne de o acının ucundan bir parça almadan kaleme gitmiyor ellerim, yazamıyor mor mürekkebim... Acıdan geçen şarkıların biraz eksik kaldığı gibi, acıdan geçmeyen yazılarım tümden yenik...

Denedim tekrar, olmadı. Hep peşin sıra konuldu iki nokta daha tek noktaya... Ben nokta dedim, sen nokta dedin... Ben bekledim, sen hiç bilmedin... Ben dayanamadım, iki noktaya bir nokta daha ilave ettim... Sonuç? Sendeydim...

Bu kısır döngü hikayesi işte tam da böyle belirdi...

Vazgeçtim gözlerinden, vazgeçtim sözlerinden dediğim anda dalıveriyordu gözlerim gözlerinin derinliklerine... Bütün vazgeçişlerim vazgeçiyordu birer birer kararlılıklarından... Bütün hükümlerim müebbet beraat... Ve ben inadına palyaço gündüzleri... Ve geceler inadına gabyana...

Sonra sen geliyorsun... Anılara sımsıcak anlar daha ekliyoruz... Hiçbir şey düşünmeden, anı yaşadığımda bulutların üstüne çıkan ben, onların sadece ileride sürekli hatırlayacağım ama ezbere bildiğim ama bayatlamayan bir anı olduğunu anladığımda bulutların yükü altında eziliyorum...

Sen hiç olmasını istemediğin bir şeyi diledin mi?

Ben diledim... Olduğunu sandım, olmadığını anladığım an kaçtım... Sen dağ oluyordun, ben ise tavşan, sana küsüyordum... Sen geldiğin anda bitiyordu küsüşlerim ama... Ne küsmekten kendimi alabiliyordum ne de küsüp barışmaktan... Ben senin azrailin oluyordum, keç kez öldürdüm oysa, sen hiç bilmiyordun...

Bir defter şimdi... Yazmaktan hiç usanmadım ben hala... Biliyorsun ki yazdıklarımın içindesin, biliyorum ki hala sorguluyorsun ne kadarı benim ne kadarında kim var diye... Ve yine biliyorsun ki, ne hepsisin ne hiç biri... Tıpkı hayatımdaki gibi...

Sen hiç bile bile son noktayı koyamadığın halde noktalar sarf ettin mi?

Ben sarf etmekteyim hala... Bu bir çember ya hani, bittiği nokta başlangıçtır ya hani... Ne kadar nokta koysam da nafile... Sen bitti dersin, bir nokta daha eklersin... Ben başlanan noktayı koyarım ve bitiririm...

Evet, tuhaf...

Bir defter şimdi... Mühürlü... Kaderim gibi... Sen gibi... Anılar gibi...

Gidilemeyen o yerler gibi...

Okunamayan yazılar gibi...

Söylenemeyen sözler gibi...

Dokunamayan eller gibi...

Mühürlü...

Kaderim gibi...

Sen gibi...

Mühürlü kaderim gibi...


Ve AŞK insanın alnına
dokundu

Sübhanel Rabbiyel Ala


Cevapla

“Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler” sayfasına dön